Ana içeriğe atla

56Binlik

Bu yazı yazıldığında blogumuzun sayacı 62.706'yı göstermekte. En nihayetinde bir taraftar sitesi olan blogumuza gösterilen bu ilgiden dolayı tüm ziyaretçilerimize teşekkür ederiz. Çeşitli konularda yazılan yazılara olumlu-olumsuz yorumlarını esirgemeyen takipçilerimiz de özel bir teşekkür hakediyor bence. Onlara da çok teşekkürler. Aslında blogumuz adına böyle bir teşekkürü 56.000 civarında yazmak istiyordum ama çeşitli sebeplerden dolayı olmadı-olamadı, kısmet 62.706'yaymış.


Peki neden 56Bin?


İki sebebi var ve aslında bu iki sebep birbiri ile yakından ilişkili. Birincisi kulübümüzün simge ismi olan Muharrem Gülergin. Demirsporlu olup da onun adını bilmeyen var mı? Bugün genç nesil de onu tanıyor, öğreniyor. 15 senedir süper lig görmeyen bir nesil, onun adıyla Demirspor'u yeniden seviyor, Demirspor'a yeniden bağlanıyor. Çünkü yıllar önce Adana'da gerek sade vatandaş olsun, gerekse ün üstteki mülki amir olsun Muharrem Gülergin ismine büyük bir sevgi ve saygı duyardı. Koskoca bir şehrin sporda tek ismiydi kendisi. Özellikle gençler için onun yakınında olmak, ilgisine mazhar olmak, iki çift laf edebilmek bile büyük bir olaydı. Ve bu güzel insanın asıl lakabı "Fofo" olsa da bir diğer lakabı da "56Binlik"ti. Bu lakap o dönemde Türkiye'de devrin en kuvvetli lokomotiflerine verilen seri numaralarını ifade ediyordu. Yani Muharrem Gülergin, bir Demirsporlu, bir Demiryolcu olarak devrin en kuvvetli lokomotifi ile özdeşleştiriliyordu.


O tarihlerde Adana garında da 56Binlikler arz-ı endam ediyordu. Bunlardan 56.709 numaralı olanında bir "mustava" kumanda panelinin başında ter döküyor; kah Ulukışla, kah Ankara veya Gaziantep... Şehirler arasında kilometreler kısalıyor, ancak ailesi ile ayrı saatler artıyordu. Makinist olmadan önce trenin kazanını bitip tükenmeyen bir enerjiyle, durmadan kömürle beslemekle görevliydi, ateşçiydi. Şimdi makinist ama gurbet bitmiyor. Yine de morali yüksekti bu mustava'nın, havası da yerindeydi. Hele bir Adana Garı'na girişi vardı ki 56.709'un. Bir eli camın kenarına yaslı, diğer eli lokomotifin ta kanaldan duyulan düdüğünün başında. Bu neşeli, koca sesli, dev yürekli adam bir demiryolcuydu, koskoca 56.709'un da üstüne zimmetlendiği adamdı. Bir aileyi Adanalı, Demiryolcu, Demirsporlu yapan adamdı bu mustava. 56Bin'in ikinci önemi de bu benim için.




Bir Demirsporlu'nun hayatındaki olmazsa olmazı trenler olmalıdır bence. Çünkü onlar geçmişimizdir, özlem duyduğumuz eski ve başarılı günlerimizi ifade eder. Gücün yalın simgesidir, aynı zamanda dağları-güçlükleri aşıp sakin ve mutlu bir gara-yarınlara ulaşmayı anlatır. Bizi geçmişe bağlayan oldukları kadar geleceğe taşıyacaklar da onlardır...


Yorumlar

Semt Aşığı dedi ki…
bigün bi başkan çıksa tüm demirspor taraftarlarına tcdd indirim kartı düzenlese.

insanlar el ele tutuşsa bayram olsa uzansak sonsuza.
Adsız dedi ki…
bence Semt Asigi harika dusunmus. Hem madem klup baskanimizin Adana Demirspor Kredi Karti cikarma gibi bir fikri var, bu ikisi birlestirilebilinir pekala..
vertumnus dedi ki…
Vakıfbank'ın halihazırda böyle bir uygulaması var Rail&Miles adıyla, ben de kullanıyorum. Görüşülen banka Vakıfbank olursa hazır olmuş olur, çok da güzel olur :)
Onur BİÇER dedi ki…
Görüşülebilir diye umuyorum. ;)
Adsız dedi ki…
ne guzel yazmıssın Mustava Abi,tesekkurler bu guzel bılgıler ıcın birsey daha ogrendım..

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...