Ana içeriğe atla

Lösev'den Şimşekler Grubu'na Onur Belgesi

Şimşekler Grubu ne kadar kavgacı, sosyal hayattan kopuk, küfürbaz olduğunu bir kez daha kanıtladı!(?)

Lösev Adana Demirspor taraftar grubuna destekleri için onur belgesi vermiş.

LÖSEV-Lösemili Çocuklar Vakfı'nın Kurban Bayramı öncesi çalışmalarında Adana Demirspor Taraftarları (Şimşekler Grubu) gönüllü olarak LÖSEV'in tanıtım çalışmalarına destek olmak adına bayram öncesi haftasında insert ve diğer tanıtım materyalleri dağıtarak LÖSEV 'e destekte bulundu.

Şimşekler Grubu aynı zamanda Lösemili çocukları hastanede ziyaret ederek çocuklara Adana Demirspor forma ve T-Shirtleri hediye etti.

Şimşekler Grubu, hastane ziyaretleri, tanıtım çalışmalarına verdikleri destekten ve de Kurban Bayramı Kampanyası kapsamında LÖSEV'e desteklerinden dolayı LÖSEV tarafindan yeni bir onur belgesi ile onurlandırıldı.

LÖSEV'e bağısta bulunmak ve bilgi almak için aşağıdaki adresi takip edebilirsiniz.

http://www.losev.org.tr/v2/tr/content.asp?ctID=428

Anlaşılamasa da görmezden gelinse de yaptıklarınız, takımımın adını bu tür güzel şeylerle yaşattığınız için sizlere teşekkür ederim.

Kaynak: www.adanademirspor.com

Yorumlar

yavuzy dedi ki…
Her zaman söylüyorum: Taraftarı neredeyse, Demirspor orda olmalıdır! Tersi, zaten her zaman geçerli...İyi ki varsınız arkadaşlar!
Adsız dedi ki…
demirsporlu olmaktan her defasında daha çok mutlu oluyorum....bu arada onur abi; daha once konuştuğumuz bi mevzu vardı losevli çocuklar hakkında hatırlarsan o konuyuda bi ara ele alalım... sayglar...
blck_slnc
Metin dedi ki…
Ne yazık ki bu tür haberler M. Ali Birand'ın dikkatini çekmez, reyting sağlamaz ve bu yüzden ki haber değeri yoktur ve ses getirmez...
Çünkü biz futbol teröristleriyiz, biz kitap kampanyası düzenlemez, Lösemili çocuklar için maddi ve manevi destekte bulunmaz, tribünde ve dışarda şehitlerimizi anmaz, kaybettiklerimizi hatırlamaz ve daha nice benzer sosyal görevleri yerine getirmeyiz, canımız sıkılınca koltukları sahaya fırlatır, sporcunun ahlaksızını ayakta alkışlarız.. çünkü biz kavgacı demirspor taraftarlarıyız...
aslında biz, Bizik!

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...