Ana içeriğe atla

iddaa!

Hafta içi maçlarında yıllardır sürpriz yaşıyoruz. Geçen yıl, gayet iyi giderken, galibiyeti olmayan Uşak'a yenildik, sonra dışarıda 4 attığımız Turgutlu'dan içeride 4yedik.

Bu yıl Buca'nın 8 attığı Altınordu'dan 3 gol yiyoruz iç sahada; hem de henüz 5 Ocak'ta beraberliğimiz bile yokken... Akhisar ve Denizli gibi üçüncü ligten gelen bir ekip; onları kötü oynasak da yenebilirken, iddaa programındaki Altınordu'ya altın değerinde 3 puan veriyoruz. Takım gerçekten bu kadar kötü mü?

Keza Tarsus, Turgutlu'ya deplasmanda 4 atıyor; bir diğer grupta namağlup lider Körfez Belediyesi, son sıralardaki Bozüyük'ten 3 yiyor.

Bu iddaa mevzuu, mideleri bulandırmaya devam ediyor. Profesyonel futbolcular, "ekmek paralarının" peşinde koşmaya devam ediyor!

Yorumlar

vertumnus dedi ki…
Ben iddaa oynamıyorum, kendi tercihim. Bu nedenle oranları falan bilmiyorum genelde. Altınordu maçının ardından bakma ihtiyacı duydum. Perşembe maçları arasında en yüksek kazancı Adana Demirspor - Altınordu maçını Altınordu galibiyetine oynayarak elde ediyorsunuz. Bir de Tarsus'un deplasmanda Turgutlu'yu yeneceğini "tahmin ettiyseniz" sanırım şu an keyiften dört köşesiniz...

Radikal bulunabilir ama çok netim, takımlara verdiği zararın üzerine bir de insanlara verdiği zararı (Psikoloji tarihinde uzun zamandır öne sürülen "kumar ciddi kişilik bozukluklarına yol açar" savını hatırlayalım) eklediğimde,

İDDAA KALDIRILSIN!

diyorum...
Onur BİÇER dedi ki…
Vertumnus kardeşim kısa meslek hayatımda şunu gördüm, insan kötü niyetli ise bunu hayata dökecek bir araç veya bunu makul gösterecek bir bahane muhakkak buluyor. Bence iddia sadece bir araç. Toplumsal ahlak önemli. Bunun yolu da şüpheye bile en ağır tepkileri verip kişilerin bu tür yollara girmelerinin yanlarına kar kalmayacağını onlara tam anlamıyla hissettirmek olsa gerek.
baysal.ozan dedi ki…
Super Lig dahil tüm liglerde asla alamayacağını ve asla verilemiyeceğini çok iyi bildiği miktarlar için sözleşme imzalayan futbolcu kardeşlerimiz, bu '' sözleşmeli'' alacaklarını ancak bonservis bedeli olarak hellaleşip yakasını kurtarabilirler kulüplerden.. ee geriye kalan tek para kazanma yolu ise ''küçük iddaa'' numaraları.. burdan yazmıyorum karşılaşırsak anlatırım sizlere de birgün...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...