Ana içeriğe atla

Cebeci'de bu hafta

Ankara Demirspor, geçtiğimiz haftaki 3 maçlık seriyi 2 mağlubiyet 1 galibiyetle tamamladı. Tabii ki biz onu bu sayfalarda andıktan sonra 2 mağlubiyet aldı; malumunuz desteklediğimiz-sempati duyduğumuz takımları frenlemekle ünlüdür Ankara Tayfası'nın bazı üyeleri.

Ünye ve Araklı mağlubiyetlerini, deplasmanda Divriği galibiyeti hafifletti. Maç eksiğiyle üçüncü sıradaki yerini koruyor takım.



Bu hafta, 12 Ekim Pazar günü, saat 15.00'da Cebeci İnönü Stadı'nda Kastamonuspor'u ağırlıyor Ankara Demirspor.

Ankara Tayfası da -kuvvetle muhtemel- orada olacak.

Yorumlar

MiTo1940 dedi ki…
istanbul demirspor... Bizim o söylediğimiz anti-istanbulun içerisindemi....? yoksa tüm demirsporlar kardeş cümlesimi uygulanır
yavuzy dedi ki…
Ankara Tayfası duruşunu anti-istanbul üzerinden kurmuyor; dost-düman triplerine girmiyor. Kaldı ki İstanbul'da Beykoz, Anadolu Üsküdar gibi önemli değerler var ve evet, tüm Demirsporların kardeşliği üzerinden ilerliyoruz.
serdanka dedi ki…
Her İstanbul takımı "İstanbul takımı" değil. Aslında baktığında hak yemiyorsa, bazı şeyleri gasp etmiyorsa, oda "İstanbul takımı" değildir. Ama bazı takımların üzerine öyle oynanıyor ki o takımlar bile ne oldum delisi oluyorlar. Şimdi Gs ve Fb'nin haline bakalım. Zor izahlar bunlar ama böyle. Bu böyle gider gitmez değil mesele. Mesele yapıcı davranmakta. "İstanbul Demirspor","Beykoz","Sarıyer","Zeytinburnu"... Bunlar da İstanbul takımı ama güzel istanbul'un takımı. Saygılar...
vertumnus dedi ki…
Puan durumu için "print screen" kullanılmış, etrafı son derece temiz traşlanmış. Paint kullanımı kusursuz. Eline sağlık Disconnectus :)
Semt Aşığı dedi ki…
-pazar günü bizde macunköydeyiz efendim :)

-İstanbul demir spormu var?

-Adana Demirin Anti-İstanbul tavrı mı var geçen sene bjk ile hiç öyle bi tavır içinde değildi.Hafızam beni yanıltıyormu yoksa.Zaten anti istanbul denilen dalga aslen "3 büzükler" dir.Bu tabiri seviyorum.Birde bi pankart vardı "3 büyükleri tutanlar birazda bizim takımlarımızı tutsun" diye onuda yeri gelmişken söyliyim :)

-İstanbul demirspor lafı ee bu Ankara Tayfanın,İstanbul tayfası nerde sorunusu getirdi bana?Yoksa Odtü olmadan bu işler olmuyor mu? :) beyoğlu bu işe el mi atsan?

-print screen 'ı abiye sen mi öğrettin.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...