Ana içeriğe atla

3 maç birden...

Tatil münasebetiyle 3 maç üst üste Demirspor'u seyretmiş oldum; Buca'yı da sayarsak dörtledik.

İlk tespit şu: Kadromuz her maçta farklıydı. Özellikle hücum hattında sürekli değişklikler var. İlk haftalarda hocanın tercih etmediği Ömer Faruk ve Bora, ilk 11'de yer almış durumda ki takımın geçen yıldan kalan tecrübelileri ve şu anda en iyileri.

İkincisi, takım istekli ve iyi pas yapmaya çalışıyor ama ne yazık ki akıllı futbolcu-oyun kurucu-on numara/artık nasıl isimlendirirseniz-eksikliğimiz var. oyun koordineli ilerlemiyor, zaman zaman yükselip alçalan tempo ve özellikle Ömer Farku'un verdiği kritik paslarla pozisyon bulan bir ekibiz. Forvette Serdar Akdoğan iyi futbolcu ama çoğunlukla bencil ve Cem Yanık'la sürekli didişme halinde. Cem çok ağır ve bence kesinlikle Mehmet Akdemir tarafından kesilmeli. Kanatlarımız iyi çalışıyor diyebilirim; gollerimiz çoğunlukla kanat organizasyonluyla geliyor ama kimi zaman öyle basit hatalar yapılıyor ki bu adamlar hiç çalışmıyor mu dedirtiyor. Genç oyuncular Mehmet Türk, Nurettin istekleriyle takıma hava katıyor.

Üçüncüsü, grubumuz gerçekten kötü. Denizli Bld. kısmen gol arası biraz direndi ama kolay goller yedi; Akhisar ise hala üçüncü ligte, belki kendi sahalarında aldıkları puanlarla grupta tutnabilir. Tarsus'un geçen yılki diri hali yok.

Son olarak, hocamızın her maç sonu zamana ihtiyaç duyduğumuzu söylemesi, geçen iki ay sonunda artık biraz anlamsızlaşıyor. Futbolcular üzerinde yeterli ağırlığı var mı bilemiyorum-ama acilen disiplinli bir takım havasına girmemiz gerekli.

Sürekli hatırlatılan bir konu da "sene başında ortada takım yokken, şimdi beraberliğe üzülüyoruz" gibi sözler. Eğer şu anda bir takım varsa ve o takımın ismi Adana Demirspor'sa, camianın her zaman başarı beklemeye hakkı vardır. Geçen yılki hatalar, bu yılki hataların mazareti olamaz. Önemli olan aynı hataları tekrarlamamak, aynı ayak oyunlarına takımı hapsetmemek.

Taraftar, iki yılın acısını yavaş yavaş unutuyor gibi. Akhisar maçında, Şimşekler Grubu'nun şefliğinde, güney kale arkasından maratona, her yerden tezahüratlara destek vardı; "bu büyük taraftara, şampiyonluk yakışır"dı.

Aslında "unutmak, şimdiki zaman getirir" ama geçmişi de aklımızın ucundan çıkarmadan hareket etmek gerekli.

Yorumlar

Semt Aşığı dedi ki…
Her maç ayrı kadro yorgunluk diyorum sayın abim.
serdanka dedi ki…
Bu tip laflar gerçekten saçma kaptan katılıyorum. Yok sene başında takım yoktu filan demek. Olmaz! Olamaz! Neden mi? Bu takımın ismi Adana Demirspor! Şu ülkede camia olabilmiş birkaç klüpten biri. Bu takımın ismini duyan titriyo bir kere. Demirspor mu diyolar, ardından ismi var diyorlar. Hiçbirşey mi yok, forma var! O forma bile oynar!

Bazı takımlar böyledir. O takımlardan biri de Demirspor!
Kısa bir şey anlatıp yorumu bitirecem;
Arkadaşım yeni geldi ingiltereden, bana ingilteredeki havayı biraz anlattı. Orda yerel takımları tutmayanları terslemiş halk. Biraz Demirsporu anlattım ona, hayran kaldı.(walla anlatırken abartmadım:)) Demek Türkiye'de de böyle takımlar var dedi şaşırdı.

Bu duruma Demirspor çok muazzam başarıları ile gelmedi. Diğer takımların Demirspordan çekinmesi çok şanlı tarihinden gelmiyor. Taraftarı ile bir bütün olan takımdan korkuyorlar. Bu taraftar Demirsporu bu büyüklük konumuna getirdi ve bu taraftar artık BÜYÜK DEMİRSPORU sadece tribünde değil sahada da görmek istiyor ve bunu çok hak ediyor.

Saygılarımla.
Kutal dedi ki…
Son 2 seneki halimizin daha kötü bir durumu karşısında, gerçi geçen sene daha zorlu bir grupta daha kolay galibiyetler alıyorduk. Benim bile kafamı meşgul eden, 20 günlük kampla anca bu kadar olur ya da daha hazır değil gibi laflar artık bahane olmamalı. Son 3 seneki en kötü gruptayız, sizlerin de dediği gibi bu çok yanıltıcı olabilir bizler için. Umarım yanılmayız. Biz başarıya aç mazisi başarılarla dolu bir aileyiz.

Bu yüzden , dediğiniz gibi her zaman başarı beklemek Demirspor gerekliliğidir.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir