Ana içeriğe atla

Akhisar Akhisar Akhisar...

Akhisar da neresi diye soranlar olacaktır. Efendim Aksihar, Manisa ilimize bağlı bir ilçemizdir. 2000 sayımına göre nüfusu 152582 kişidir. Turgutlu ve Salihli ile birlikte Manisanın en büyük üç ilçesinden birisidir.

Akhisar ile ilgili bir post atmamın üç sebebi var. Aslında Akhisarın ilgimi çeken ve bende anlamı olan üç özelliğidir bunlar.

Birinci olarak sevgili eşim. Hayat arkadaşımın bir tarafı Akhisarlı ve uzun yıllar orada yaşamış. Böylece Egeli tarafı güçlenmiş. İyi ki de öyle olmuş. Hayatıma mutluluğu, huzuru ve zeytin yağını sokan kadın. Çok teşekkürler.

Diğer bir sebep ise Akhisar köfte. Kendine has lezzetiyle benzersiz ve gösterişten uzak, basit gibi görünmesine rağmen tutturması zor kıvamıyla gerçekten denenmesi gereken bir tat. Biraz reklama kaçacak ama Köfteci Ramiz'i anmadan geçemeyeceğim. En son şubelerini Ankara - Antares alışveriş merkezine açtılar ve bu lezzeti ayağımıza kadar getirdiler. Geçtiğimiz cuma günü yerinde inceledik , salata barını da dikkate değer bulduk. Buradan aşçısından servis ekibine teşekkürlerimi sunarım.


Son olarak, blogumuzun ruhuna daha uygun olan sebebim : Akhisar Belediye Spor. Bu sene 3. Lig 3. Gruptan 2. Lige yükselmeye hak kazandılar. Direk yükselmek için ilk üçe girmeleri gerekiyordu. Onlar da liderin bir puan gerisinde, ikinci olarak bu başarıyı gerçekleştirdiler. Artık Demirsporumuz ile aynı kategorideler. Kuruldukları 1970 senesinden bu yana en büyük başarıları da bu sene gelmiş oldu. Geçtiğimiz sezonlarda 3. Ligde kalıcı oldular ve artık statünün değişeceği bu sezonda bir üst lige çıkarak Akhisar'ı daha üst bir ligde temsil edebilme şansını buldular. Gruplarında Balıkesir, Muğla, Isparta, Kütahya, Aydın gibi il takımlarının yanı sıra Konya Şeker Spor gibi mali destek bulunan takımların arasından sıyrılarak büyük bir başarı elde ettiler.


Yeşil siyahlı takımın taraftar gruplarının ismi "Akigolar". Logodaki kanatlar Akhisarın en önemli tarım ürünlerinden olan tütünden esinlenerek oluşturulmuş. Yerel bir takımı sahiplenmek zaten zorken, bir ilçe takımına sevdalanmak işleri daha da zorlaştırıyor. Dışardan tek gözlemlediğim Göztepe ile olan atışmalar. Düşman edinmenin dost edinmekten kat kat kolay olduğu bir sistemde, isimlerini yalnızca şampiyonluk ve başarılarla duyurmalarını dilerim. Kim bilir, belki seneye Akhisar deplasmanı yapar, 3 puan ve Akhisar köfte avına çıkarız.

Yorumlar

Adsız dedi ki…
"demirgibiyiz" blogunda büyüdüğüm yerin takımının, akhisarsporun adını görmekten ne kadar hoşnut olduğumu, bir yere "memleket"im diyebilmenin güzelliğini tadanların ve "gurbet"in ne anlama geldiğini yaşayarak öğrenenlerin (GURBETTE DEMİR GİBİ OLANLARIN) tahmin edeceğine eminim.

güzel yazısı ve ince fikirliliği için mustava beye teşekkür etmeyi borç bilirim...

nazife (nam-ı diğer: nazive:))

Bu blogdaki popüler yayınlar

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir