Ana içeriğe atla

Göklere erişti feryadım, ahım...

Ne ağlarsın benim zülfü siyahım ?
Bu da gelir bu da geçer ağlama...
Göklere erişti feryadım, ahım
Bu da gelir bu da geçer ağlama...
---
Bir gülün çevresi dikendir,hardır
Bülbül gül elinden ah ile zardır
Ne de olsa kışın sonu bahardır
Bu da gelir bu da geçer ağlama...
---
Daimi'yem her can ermez bu sırra
Eyüp sabır ile gitti mısır'a
Koyun oldum ağladım ardı sıra
Bu da gelir bu da geçer ağlama...
---
Ankara Tayfası sahanın içinde...Bizi ağlatanlar utansın...

Yorumlar

Baris dedi ki…
http://www.sporx.com/detail.php?Type=1&kategori=31&grup=6&go=112530

yılın açıklaması geldi başkandan
Onur BİÇER dedi ki…
Kuytu bir köşede
Bir çiçek küstü
Döktü yaprağını
Boynunu büktü
Onur BİÇER dedi ki…
"Büyü de baban sana
Acılar alacak
Yokluklar alacak

Büyü de baban sana
Baskılar, işkenceler alacak

Büyüyüp de on yedine geldiğinde baban sana
İdamlar alacak"

Belli bölümlerini aldığım ve ruh halimi yansıtan dizeleri yazdım baba sana. Büyüdüm baba ben. Sandım ki acılarımı tek başıma savarım başımdan. Göz yaşı dökmeyecek kadar güçlü sandım baba kendimi. 15 yıllık acı tavan yaptı. İçim acıyor. Durup durup ağlıyorum baba. Neden? Büyütüp emek verdiğin oğlun, biber gazlarının tam ortasında kaldı. Gözleri yandı, derisi yandı, ciğerleri yandı, istifra etti. Ama canını biber gazı yakamadı baba. Üzülme oğlum işkence gördü diye. Benimki biber gazı değil, 15 yıllık bir acı. 29 yaşındayım. Son 15 yılında acıyla büyüdüm. Keşke herkes senin gibi temiz olsaydı baba. Keşke göz yaşlarım gibi temiz insanlar çektirseydi bana bu acıyı.
Konuştuk seninle telefonda. Sen de ağlıyorsun benim gibi.
SAKIN AĞLAMA BABA. HESAP SORACAĞIZ, TEPKİ KOYACAĞIZ. TAM BAĞIMSIZ, ONURLU, YENİDEN DOĞACAĞIZ.
SANA SÖZ VERİYORUM; BİR GÜN BU GÖZYAŞLARINI YAD EDİP BERABER GÜLECEĞİZ BABA. SÖZ VERİYORUM; YETER Kİ SEN DE AĞLAMA. BENİ SEN DEMİRSPORLU YAPTIN, BARİ SEN AĞLAMA.
Mustafa dedi ki…
Çok güzel bir şarkı ben hastasyım

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...