Ana içeriğe atla

5 Ocak Derbisi ( Episod I )

Çalkantılı, sıkıntılı, başarısızlıklarla ve kahırla dolu yıllardan sonra iki takım için de nispeten suların durulduğu bir döneme denk geldi bu derbi. Yükselme grubunun mevcut puan durumu ve takımların sürpriz sonuçlar almaya meyilli olmaları hali hazırda yüksek olan gerilimi daha da artırıcı rol oynadı. Gerçi iki taraftan da karşı tarafa göre “en uçlarda” yer alanlar için puan vb. kavramlar pek önem arz etmiyor. “Yenmek” ve hatta “ezmek” gerekli. Başka tip taraftara göre ise puantajda üstte olmak şart, bu düşünce lig sıralamasında tersten de aynen işlemeli: eğer iki takım da küme düşecekse düşerken bile diğerinin üstünde olmalıyız! Uçlardan ortalara geldiğimizde “iki (ikisi de) Adana(nın) takımı” mücadelesi yaklaşımı hakim. Belki de bizim derbiyi ayrı bir konuma yerleştiren bu düşünce çeşitliliğinin mevcudiyeti. Türkiye’deki örneklerinden farklı olarak ne süreklilik arz eden fiili şiddet ne de sanal, yapay bir rekabet zorlaması var. Birincisi için Karşıyaka-Göztepe veya Galatasaray-Fenerbahçe, ikincisi için Kayserispor-Erciyesspor örnekleri verilebilir.

Adana derbisinin sosyolojik, tarihi ve kültürel boyutlarını tartışmayı başka bir yazıya bırakarak derbi izlenimlerime geçmek istiyorum. Zira blogun diğer yazarları çeşitli postlarda bu doğrultuda göndermelerde bulunmuşlar. Yalnız “derbide Demirspor maraton tribünü” muhtevalı bir yazı hakkımı saklı tutuyorum, belirteyim. Olayların gelişimini takip açısından saati referans alacağım.

Saat 8:00’de uyandım, 15 dakika sonra evden çıktım ve dolmuşa atladım. Stat evime yakın olduğundan 10 dakika içerisinde varacaktım. Dolmuşa binmeden “erken mi gidiyorum acaba?” şeklindeki düşüncelerim içerde oturan iki Demirspor polarlı arkadaşı görünce değişti. Daha sonra -stada yaklaştığımız esnada- bu polarlı arkadaşlardan birisi dolmuş şoförüne “dayı az ilerde indir hele” deyince derbi havasının gerginliğini hissetme şansı da buldum, sağ olsun. Dolmuş güzergahı (Topel dolmuşları) ile gelirseniz ve stada en yakın noktada inecekseniz burası stadın güney tarafıdır ve Adanaspor’a aittir. Böyle önemli bir günde saat ne kadar erken olursa olsun orada mutlaka Adanasporlular olacaktır ve oldu da. Bir de Şimşekler Grubu ağabeylerinden birisinin tam da stadın güney tarafını ziyaretinde tesadüfen orada olmam derbinin hiçbir maç ile kıyas kabul etmeyeceğini tekrar kanıtladı. Burada aktarmayacağım bazı şeylere şahit olduktan sonra garip bir ruh hali içinde kuzeye, mavi-lacivert cümbüşe doğru yol aldım...

Yorumlar

yavuzy dedi ki…
üstadım çok heyecanlı gidiyorsunuz, mısırları patlattım ikinci bölümü merakla bekliyorum!
mustava dedi ki…
umarım karabük maçından önce trilojiyi tamamlarım...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.