Ana içeriğe atla

Altyapı Üstyapı Oldu

 Bu sezonla beraber, 19. sezonda Adana Demirspor için kalem oynatmaya, düşünüp taşınmaya, yeri geldiğinde eyleme geçmeye devam... Pek çok macerayı yaşayan bizler için bazı şeyler artık alışıldık, acı vermiyor ya da heyecan yaratmıyor olabilir. Ama Demirspor varsa umut da vardır. Yeni sezon ve yeni macerada umarım iyi şeyler yazmak kısmet olur. Dünkü Esenler Erokspor maçında bu umudu yeniden gördük.

Adana Demirspor kadrosunda yeni sezonda kimler var? Altyapıdan gençler... Altyapı artık üst yapı oldu. Ekonomi döndü dolaştı, bütün ilişkileri belirledi. 

Bazılarını geçen seneden biliyoruz; büyük çoğunluğu, büyük çoğunluğumuz için yeni. Bu isimleri öğrenelim: 

Deniz Eren Dönmezer, Caner Kaban, Sefa Gülay, Ozan Demirbağ, Kadir Karayiğit, Salih Kavrazlı, Ali Fidan, Ali Arda Yıldız, Enes Erol, Osman Kaynak, Ahmet Yılmaz

 Mustafa Yiğit Durmaz, Eren Fidan, Kürşat Türkeş Küçük, Mert Menemencioğlu, Yücel Gürol, Halil Eray Aktaş, Samet Akif Duyur, Ulaş İmergi, Kayra Saygan, Muhammed Ahmet Ergen

Yıllarca blogta takip ettiğimiz altyapı kategorileri istediğimiz seviyeye gelememişti. Bazılarının isimlerini özellikle öne çıkarmaya çalıştık. Yazının altındaki Altyapı etiketinden bunlara bakabilirsiniz. Ama içeride olan biten çeşitli olaylar, çekişmeler vb kişisel hesaplarla beraber altyapıdan A takıma oyuncu yükseltemiyorduk. Bir süre sonra biz de yorulduk ve takibi bıraktık. Göz ucuyla neler oluyor diye baksak da bloga bu gündemi taşımadık. Şimdi dönüp dolaşıp, tabii ki zorunluluktan ve Murat Sancak'ın bir diğer hediyesi olarak, mecburi altyapı oyuncularıyla sahadayız. 

Adana'nın çocukları, neredeyse biz bu blog serüvenine başladığımızda doğan çocuklar... Bazı taraftarlarımızın torunları yaşındaki çocuklar... Bizle büyüdüler; şimdi bizim için sahadalar. Her zaman söylediğimiz gibi, tribünde bizsek, sahada sensin, haydi çocuklar!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...