Ana içeriğe atla

Sancak'ın Lüe TV Açıklamaları

 Murat Sancak LÜE TV isimli youtube kanalına konuk oldu; çeşitli açıklamalarda bulundu. https://www.youtube.com/watch?v=4YuXB6ggDPI

Bir kısmı bildiğimiz sözlerdi. Çokça taraftara yüklendi; Adana'daki belediyelere yüklendi; kimseden destek göremediğini yineledi. Eski yönetimlere, kulübün eski işleyişine eleştiri yaptı. Çarpık parasal ilişkilere, yönetici, futbolcu, kulüp çalışanı gerginliklerine değindi kısa kısa... Ama kendisi de o noktaya geldi; buna dair bir özeleştiri yapmadı.

Hafta içi kendisini borç için eleştiren Hasan Şaş'a çok kızmış belli ki; ona da sallayıp durdu. Yine milyon dolarlar havada uçuştu. Evini yatını ipotek ettirdiğini, Demirspor için yaptıklarının çok daha büyük meblağlara denk geldiğini iddia etti. İşleri iyi gitmediği için Demirspor'un borca girdiğini söyledi. İşinde battığı için Demirspor'u da batırmış kısacası. Ailecek AKP döneminde fakirleştiklerini de iddia etti bu arada...

Metin Korkmaz'la yollarının ayrıldığını, ona kızgın olduğunu ama Korkmaz'ın son çağrısından sonra Ankara'da buluştuklarını belirtti. Paran var mı diye sormuş. Birilerinin gelip bu borçları ödemesini bekliyor. Yeniden bir araya gelebileceklerine dair bir imada bulunmadı. Para getiren kim olursa onunla iş yapacak belli ki.

Bir devlet büyüğünün isteğiyle Adana Demirspor'a başkan olduğunu söyledi. Bu yöndeki bilgiyi tahmin etsek de resmi ağızdan ilk açıklamaydı. Defalarca pişman olduğunu söyledi; keşke Demirspor'u almasaydım dedi. Evet,  keşke almasaydınız da bu durumlara düşmeseydik. 

Şimdiki Başkan Bedirhan Durak'ı da aslında sevmediğini, önceki paylaşımlarından dolayı gıcık olduğunu ama yine de başkanlığı verdiğini söyledi. Takımda kimse ondan habersiz iş yapamazmış, ondan habersiz kuş uçmazmış takımda. Tam da bu yüzden yalnız kalmış olabilir misiniz? Bu kibir ve aşırı özgüven yüzünden? Bu nedenden dolayı kimse size yardım etmiyor olabilir mi... Bir düşünün isterseniz.

Taraftar gruplarına, liderlerine verip veriştirdi. Önceki hayatında tribün ortamına ne kadar yabancı olduğunu gördük. Hakkını helal etmiyormuş bu kişilere ve kendisini eleştiren taraftarlara... Biz de helal etmiyoruz. Takımı batıran bir isme nasıl helallik verelim!

Sayın Sancak, Size Demirspor'u öneren "devlet büyüğü", taraftarı büyük olduğu için, taraftarıyla ayakta olan bir camia olduğu için önerdi. Demirspor üzerinden kar elde edeceğiniz için değil. Yoksa küçük bir ilçe takımıyla ya da şehrin diğer takımıyla da iş yapabilirdiniz. Ama Adana, Demirsporludur. O yüzden buraya geldiniz/getirildiniz. Taraftara kızarak sadece Demirspor camiasını değil Adana'yı da karşınıza aldınız. 

Taraftarla kötü olan her Başkan çekip gitmek zorunda kaldı. Siz de öyle olacaksınız; ha bugün ha yarın fark etmez... Biz Adana Demirspor tribünleri olarak ayakta kalmaya devam edeceğiz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...