Sancak'ın "para bitti, battım ama sahibiniz benim, bana ve takıma sahip çıkın" diye özetleyebileceğimiz, biraz tehdit biraz itiraf çokça çaresizlik içeren açıklamasının satır aralarına bakalım. Öncelikle söyleyelim ki bu takım sizin değil Sayın Başkan; siz bu takımın sadece ticari haklarına sahipsiniz. Biz de müşteri değil taraftarız. Bizi başka takım "seyircileriyle" karıştırmayın.
Evet çok değerli Adana Demirspor taraftarları, bu yıl zor bir sezon geçirdik. Oyunlarla, ihanetlerle geçirdik.
(Kim bu hainler, kimler oyun oynadı? Bunları açıklamadan, net biçimde konuşmadıktan sonra ikna edici olamazsınız. Yıllardır yanınızda olan Metin Korkmaz nerede? Neden bu zor zamanda ayrıldı? Eski sportif direktörler nerede, transferleri yapanlar nerede? İhanet edip oyun oynayanlar futbolcular mıydı? Hangileriydi? Peki onları kim getirdi takıma? Lütfen bunları açıklayın ki oklar sadece sizi göstermesin. Ama tabii bunları takıma getirdiğiniz, bu kişilerle takımı yönettiğiniz için siz de suçlusunuz.)
Şimdi şunu yaptım, bunu yaptım vs vs diyecek durumda değilim. En azından var olanı korumak, maksimum almamız gereken puanları alıp 2. devre başlamadan transfer tahtasını açar vaziyete getirip transferlerimizi yaparak yolumuza devam edeceğiz.
(Sorunlardan biri zaten bu; sürekli şunları yaptım bunları yaptım diyorsunuz. Kısacası sizinle alt ligten kurtulduk ve başarılı olduk. Eyvallah. Biraz da yapamadıklarınızdan bahsedelim. "Şunu yapmadım bunu yapamadım, özür dilerim, benim hatam, kusura bakmayın" şeklinde bir özeleştiri hiç göremedik sizden.)
Şimdi bizlere düşen görev, hep beraber birlikte kenetlenip bu süreci beraber aşmaktır. Başka çaremiz de yok. Bunun dışında kim hareket ediyorsa ADS'ye en büyük ihaneti yapan olacaktır.
(Demirspor taraftarı takımına hiçbir zaman ihanet etmez. Başkan'ı desteklememek ihanet içinde olmak değildir. Sizden önce de taraftarla didişen Başkanlar oldu. Hepsi unutuldu gitti onların. Kentin 1 numaralı isimleriydi, ya da onun sağ kollarıydı, kardeşleriydi vs. Şimdi hiçbiri yok ama Demirspor taraftarı burada!)
Bazılarının kurduğu oyunu görerek başkanlığa hemen geri döndüm.
(Yine kim ne oyun kurmuş anlamış değiliz. Birileri hep oyun kuruyorken siz ne yapıyordunuz?)
Ama sizsiz olmaz; hep birlikte olur. Tüm şehirle ve Türkiye’nin her yerinde gönül vermiş olanlarla beraber, GÜZEL GÜNLERE diyorum!
(Bu zor günlere sizin yüzünüzden düştük. Ama oradan hep birlikte çıkacakmışız. Başarı gelirken hep kendinizi öne çıkardınız. Diğerleri hep ikincil planda kaldı, taraftar da... Zor günlerde taraftar diyorsunuz ama iyi günde taraftara dönüp, "sizin sayenizde buralara geldik" demediniz. Taraftara hep posta koydunuz, şimdi destek istiyorsunuz. Destek verildi, verilecek; bilet de alındı, loca da... Ama siz hep kendinizi öne çıkardığınız için insanlar sizden yoruldu. Birazcık mütevazılık, alçak gönüllük istiyoruz.)
Varolan futbolcular ve teknik heyet ve kalan çalışanlarımızla, futbolculara gereken ehemmiyeti göstererek sizler de sahada 12. adam olarak üzerimize düşeni yapacağanızdan şüphem yok.
(Bu bilet fiyatlarıyla, tribündeki bölünmeyle ve stadyumun fiziksel durumuyla 12. adam olmak çok zor. Yine gereken destek her zaman olduğu gibi verilecek. Biz sizin de üzerinize düşeni yapacağınızı görmek istiyoruz. Var olan futbolculara düzenli ödeme yapın, kulüp personelini maaşsız bırakmayın.)
Yorumlar