Ana içeriğe atla

Sosyal Medyada Başkan-Taraftar Gerginliği

 Keyif vermeyen futbolu ve adaletsiz kadro seçimi ile Milli Takım arası bizim için Demirspor'u özlemekten başka bir şeye yaramıyor. Yusuf Sarı'yı ikinci yarı dahi oyuna alamayan teknik kadronun zihninde bir kadro yapısı var ve ona iyi oynayarak girmek mümkün değil belli ki. Hayır çocuk Fransızca da biliyor, Türkçesi iyi değil, daha ne olsun! 

Kendi yerel gündemimizde ise Başkan'ın taraftarla sosyal medyada yaşadığı gerginlikler ve Başkan'ın taraftara kızması var. Konu, özellikle Ndiaye'nin beklenmedik satışı, bu satıştan ne kadar gelir elde edildiğine dair sorularla yoğunlaştı. Başkan bu soruları yersiz buldu. Taraftarlar arasında da ona haksızlık yapılıp yapılmadığı yönünde bir ayrışma oldu.

Onyekuru ve Nidaye satışı ile Manev'in de kiralık verilmesi, bunların yerine transfer beklentisini oluşturdu. Transferi çok seven ve fazla para harcanmasını destekleyen biri değilim. Ama kadro derinliğinin geçen sene bizi zorladığını da biliyoruz. Bir kaç futbolcuya yüklenmek, onların ekstra performansı, Montella'nın disiplinli tutumu bizi ayakta tutmuştu. Başkan'ın geçen sene Montella ile de kimi oyuncuların oynatılmaması konusunda huzursuzluk yaşadığı biliniyor. Bu sene Montella faktörü de yok. Kluivert'in oyun bilgisine güvendiğimi daha önce belirtsem de henüz bu etkiyi gösterecek bir durum yaşanmadı. Yeni transferlerin ne vereceği henüz belirsiz. Taraftarın tedirginliği bu açıdan normal. 

Demirspor bugüne kadar taraftarıyla ayakta kaldı. Bir noktaya kadar bizi ayakta tutan bu güç, artık yönetime geçti. Yıllardır beklenen başarı ile birlikte, Başkan'a yönelik bütün olası eleştiriler geriye itildi. Şirketleşmekten, takımın önüne sponsor alınmasına kadar büyük lokmaları yuttu bu tribün; tek derdi uzun süredir beklediği bu güzel günlerin tadını çıkarmaktı. Olası bir başarısızlıkta bu eleştirilerin gün yüzüne çıkacağı kolaylıkla tahmin edilebilir.

Bu blogta yıllarca yönetim, alt yapı, mali disiplin, geleneğimizi korumak üzerinden onlarca yazı yazdık. Kendi adıma taraftarlıktan seyirciliğe geçtiğim son birkaç yılda saha içine odaklanmak, zor bulduğumuz başarının ve istikrarlı kadronun keyfini çıkarmak istedim. Ancak yer yer Başkan'a yönelik eleştirilerde de bulunduk. Buna kızdığını da biliyoruz. Sağolsun Tayfa ile bir buluşma gerçekleştirerek karşılıklı bir diyalog kurulmuştu o günlerde.

Başarının Başkan'ın eseri olduğu, Demirspor'a büyük bir ivme kazandırdığı net bir gerçek. Her seferinde kendisine minnet duyulduğu söylendi zaten. Bu camiaya para ve zaman harcayan herkese saygı duyarız. Onun da aynı şekilde Demirspor ile kamuoyunda ayrı bir yere geldiği, sempati kazandığı ve daha tanınır olduğu da bir gerçek. 

Başkan'ın taraftarlarla girdiği diyaloglar bu sempatik tavrını gölgeliyor. Sosyal medya ortamının tahammülleri zorlayıcı bir yer olduğu açık. Ancak hem konumu hem yaşı itibariyle gençlerin bu fevri hareketlerine karşı biraz daha olgun davranabilir. Öte yandan Demirspor'un taraftarıyla büyük olduğunu zaten kendisi de ifade ediyor. Bu açıdan her zaman belirttiğim, yönetim-tribün-saha içi dengesinin bozulmaması en büyük beklentim. Dengenin hiçbir tarafa bozulmaması gerekli...


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Demirspor Taraftarı Ayakta

 Adana Demirspor taraftarı, kendisini küme düşürmekle tehdit eden eski Başkanlarına karşı yaptığı açıklamalarla tavrını gösterdi. Umut Düşkün'ün başlattığı açıklama silsilesi, Şimşekler Grubu 'nun diğer liderleri, Ankara Tayfası , İzmir Tayfası ve diğer oluşumların net tavırları ile güçlendi. Ortak ses, kimse Demirspor'dan üstün değildir ve Demirspor tribünüyle vardır şeklindeydi. Yıllardır alt liglerde mücadele etmiş bir camiaya bu tehdit sökmedi.