Ana içeriğe atla

Emeği Geçen Herkese Teşekkürler!

Süper Lig'teki en başarılı sezonumuzun sonuna gelsek de hala Fenerbahçe'nin olası kupa zaferiyle Avrupa kupalarına gitme heyecanıyla, sezonun uzun süren tadı devam ediyor. Aslında bir yandan da tarihimizin en başarılı dönemindeyiz. "En güzel günlerini demek bensiz yaşadın" hüznünden "götür bizi Şimşek o rüyaya" ihtimaline... 

Geçen seneye göre anahtar konumlarda göre kadro değişikliği yaşayan takımda bu noktada en büyük başarı, Montella ve ona bu kadroyu sağlayan yönetimde diyebiliriz. İlk yarı boyunca forvetsiz olsak da hoca şapkadan tavşan çıkardı. Devamında depremin etkisine rağmen oyundan kopmayan, sahadan çekilmeyen takımın son haftalarda yerimiz garanti olsa dahi disiplinden kopmaması ayrıca önemliydi. Belki bu rahatlık, elde edilen başarının sanki normalmiş gibi algılanmasına neden oldu gibi... Taraftarda o coşkuyu göremedim son haftalarda. Zorlanarak kazanılan başarılardan sonra, rahatça elde edilmiş bir durum, lig 4.'lüğü bile olsa gölgede kalıyor.

Tabii bu sezon, geçen seneki ülke puanının düşüklüğü nedeniyle lig 4.sü direkt Avrupa kupalarına gidemedi; seneye ise gidecek. Tam bize denk gelen bu şanssızlık, her şeyi dört dörtlük olmasını engelledi.

 Süper Lig'teki 19. sezonumuzda toplam gol sayımız, bu sezon attığımız 76 golle, 650'ye ulaştı. Tabii bunların 6'sı, 2 tane 3-0 hükmen kazandığımız maçlar. 600. golümüzü içerideki Karagümrük maçında atan Emre Akbaba, son Ankaragücü maçındaki golüyle 650. golün de sahibi oldu. 

Bu yılın en önemli detaylarından biri de, Semih'in 100. maçına çıkmasıydı. Kadro istikrarı konusunda sıkıntı yaşadığımız yıllardan sonra, Demirspor'da bu sayılara ulaşan oyuncular olmasına seviniyoruz. Gökhan İnler de 3. sezonunda 95 maça ulaştı.  

Bu sezonun en kayda değer performansları, 33 kez 11 başlayan Ertaç, Rodrigues ve N'Diaye olarak işaretlenebilir. Geçen sezon bizi kızdıran ve gitmesini istediğimiz Belhanda ise 12 gol ve 7 asistle bu senenin yıldızı oldu. Her tespitimiz doğru olacak diye bir şey yok! Böyle yanılmalara can kurban...  

 Montella şu an itibariyle takımda kalıyor gibi görünüyor. Geldiği gün şüphelerimiz olan hocamız da bizi yanıltarak ve belki de tüm Türkiye'nin hayranlığını kazanarak takımı zirveye doğru taşıdı. Bu seneki en önemli kazanım, kadro değişmesine rağmen hoca istikrarıyla başarıyı bir adım yukarı taşımamız oldu. Bu noktada da emeği geçen herkese teşekkürler...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...