6 Şubat ve sonrasındaki depremler sonrasında hala "gurbette demir gibi" miyiz, yoksa un ufak mı olduk memleket gibi, bilemiyorum. Arkadaşlarımızı kaybettik, onların yakınları, yıkımları; kendi telaşlarımız korkularımız... Büyük bir çaresizlik, güvensizlik ve buna sebep olanlara karşı da öfke! Kötüyüz, iyi olmamız da çok zaman alacak gibi; eğer zamanımız kaldıysa... Başımıza bir iş geldiğinde sahip çıkacak çok az sayıda kişi/kurum olduğunu bilmek çaresizliği... Yine de çok uzaklardan gelip, bir el uzatacak olanların varlığını bilmek, bir yerlerde bir şeylerin çarpmasına neden oluyor.
Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım. Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı. Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A
Yorumlar