Ana içeriğe atla

Rizespor:1 - Adana Demirspor: 3

 3-0'dan sonra arka arkaya Muriç ve Deli sakatlıkları canımızı sıksa da, müthiş bir deplasman galibiyeti daha. 4.'yü de attık ama maç boyu Demirspor'u durdurmayı başaramayan Halil Umut Meler ve ekibi, en azından bunu başarayım dedi. 

İlk yarıda hücuma çok rahat çıkan ve girdiği pozisyonları değerlendiren takımımız, Bjarnasson'un kafası ve Balotelli'nin plasesi ile 2-0'la soyunma odasına girdi. Stamboli, tam anlamıyla "orta saha elemanı ne yapar"ın tanımını uygulamalı olarak verdi. Maç sonunda bir füzesi de direkten döndü. Hakkında onca spekülasyon yapılan Balotelli, saha içinde her şeyini vermeye, sadece bizim takımın değil tüm sahanın merkezi olmaya ve oyunu yönetmeye devam ediyor. İkinci yarıda, tam oyundan çıkacakken gerçekleşen faul sonrası kenara "dur bekle" işareti yaptı ve ardından yaklaşık 30 metreden yolladığı füzeyle maçı 3-0'a getirdi. 

Hemen ardından rakip oyuncunun Muriç'e sert girişi ile çenesine doğru gelen darbe, savunmadaki en iyi yanımızın kenara gelmesine neden oldu. Deli'nin de sakatlanması, rakibi canlandırdı. Deli'nin pozisyonunda Yusuf Sarı'nın topu dışarı atmaması kalitesini gösterdi! Ferhat gelen ilk topu gol olarak görse de iki kritik kurtartışla maça damga vurdu diyebiliriz; eyvallah. Kendini toparlaması için fırsat olmuştur umarım. Açıkçası savunmada sıkıntılıyız ve kaleci performansımız çok önemli.

Sonuçta ilk yarıda olduğu gibi yine 3-1'le Rize'ye gerekeni yaptık ve yukarıdaki yerimizi sağlamlaştırdık.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti

Demirspor Taraftarı Ayakta

 Adana Demirspor taraftarı, kendisini küme düşürmekle tehdit eden eski Başkanlarına karşı yaptığı açıklamalarla tavrını gösterdi. Umut Düşkün'ün başlattığı açıklama silsilesi, Şimşekler Grubu 'nun diğer liderleri, Ankara Tayfası , İzmir Tayfası ve diğer oluşumların net tavırları ile güçlendi. Ortak ses, kimse Demirspor'dan üstün değildir ve Demirspor tribünüyle vardır şeklindeydi. Yıllardır alt liglerde mücadele etmiş bir camiaya bu tehdit sökmedi.