Bu hafta Antalya ile kendi sahamızda golsüz berabere kalarak iç sahadaki 5. beraberliği aldık. Deplasmanlardaki gollü galibiyetlerden sonra kısmen hayalkırıklığı yarattı tabii. Vargas'ın çizgiden çıkan topu ve Balotelli'nin şutları yeterli olmadı. Hatay ya da Giresun maçındaki gibi tek golle olsa da kazanmak isterdik. İçeride 3, dışarıda 1 prensibi bizde tersine işliyor!
Yine kendi sahamızdaki Kasımpaşa maçından sonra ikinci 0-0 maçımız oldu. Gol atamadığımız toplamda 7. maçtı; bunların dördü kendi sahamızda. Onların içinde de Fenerbahçe ve Malatya mağlubiyetleri var. Dışarıda Karagümrük, Trabzon ve Konya'ya gol atamadan yenildik.
9 maçta tek gol atmışız ve bunların 6'sı 1-1 bitti. Hatay ve Giresun maçlarındaki 1-0 galibiyetler dışında, Başakşehir'e 2-1 kaybettik.
Kısacası gol atamadan 2 puan, tek gol atarak 6 puan alabildik. 45 puanda, 8; oldukça düşük. Demek ki iki ve daha fazla gol atmamız gerekiyor ki bunu deplasmanda daha rahat yapıyor görünüyoruz.
Stambouli ve Bjarnasson gibi oyuncuların performansındaki dalgalanma takımın günlük performansını etkiliyor. Stambouli, en çok maçta forma giyen oyuncumuz. Svensson ise en çok 11'de yer alan... Belhanda biraz daha kıpırdanmış olsa da henüz maç çevirme noktasına değil. Yeni transferler Djokovic, Alper gibi isimlerin henüz takımı yukarı taşıma katkısı olmadı ama en azından oyuncu dinlendirme açısından yararları olacaktır. Akintola dışında uzun süreli sakatlıklar yaşamıyor olmak kadro kalitesini en iyi şekilde kullanabilmemiz açısından oldukça etkili oldu.
Yorumlar