Ana içeriğe atla

Güçlü Kalalım

 İlk yarıda olduğu gibi yine Beşiktaş maçı oldukça olaylı geçti. Sonrasında da birkaç kelime daha etmek gereği oluştu. 

3-0'dan 3-3'e getirdiğimiz can acıtıcı ilk maç sonrasında edilen küfürler, Balotelli'ye yönelik ırkçı saldırılar ve açıklamalar ile kendi kazdıkları gerginlik kuyusuna düşüp teknik direktörlerini kaybedecekleri süreci tetiklemişlerdi. Bu maçta da görüldü ki yeri geldiğinde açık şekilde kollanıyorlar. Verilmeyen iki golümüz ve penaltımızla birlikte, sahada oyun olarak ezilmeleri bir kenara, ayakta duracak halleri olmayan bir Beşiktaş'ı TFF eliyle ayakta tuttular. Her iki takım da hafta içi penaltılara giden kupa maçları ve yolculuk yaşadı. Ama biz ayakta kalıp oynadık!

Hem Montella, hem oyuncular hem de Murat Sancak maç sonu gerekenleri söyledi. Gördüğüm kadarıyla spor kamuoyunda da genel bir hava var. Müthiş oyunumuz Ali Şansalan (pardon maçalan!) denen hakem bozuntusu tarafından çalındı. 3 İstanbullunun en mazlumu, en mağduru buysa, nasıl bir oyunun içindeyiz, gerisini siz düşünün.

Bundan sonrası için tribündeki güçlü duruşa, saha içindeki net mücadeleye daha çok ihtiyaç var. Sahada yarattığımız etkinin dışarıda karşılığı olacağı kesin... O etki, yine ancak iyi oyun ve yıllardır sahaya güç veren tribünle karşılık görürse kırılabilir. Ben özellikle birkaç sezondur saha içini konuşmaya ve yazmaya çalışıyorum. Ama bazen tribün-saha birlikteliği, camia olmanın gereği olarak önümüze çıkıyor. Bunu daha önce başardık. Yine başarırız. Özellikle sosyal medyada çukuruna düşmeden, sesimizi derli toplu duyurabilmek önemli. Bu maçın etkisini güçlenerek diğer haftalara taşımalıyız.

Buralara zor geldik, kolay dönmeyeceğiz. Mücadeleye devam!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.