Adana Demirspor, aynı Demirspor. Futbolcuların saha dışındaki ayak oyunları, sahada olmayan kafaları, teknik direktör-futbolcu uçurumları, siyasi ve parasal güce sahip yönetime destek ama onların yanlışlarda sürekli ısrarı...
2008'ten beri yazdıklarımızın üzerine, bu sezonki 5 yazımdan alıntılar:
"Yönetim kurulu diye bir şey yok. Tek bir kişinin, yanındaki menajerle beraber kişisel kararları var. Bu kararlar geçen sezon başında çok tartışmalıydı; sonra toparladılar ve yaptıkları hamleler işe yaradı. (...)
Yaşlı futbolcuların en iyi yapığı şey, bu operasyonlar. Geçen yıl bizi son ana kadar taşıyan yaşlı grubun bu yıl neler yapacağı tartışmalı."
"Takım içi uyum, arkadaşlık, saha dışı ilişkiler, yıllardır bildiğimiz gibi, her zaman saha içindeki 90 dakikadan çok daha önemli. Dışarıda neler oluyor? Takımın havası nasıl? Hafta içi antrenmanlar, takımın kalitesini artırıyor mu yoksa sadece ter mi atıyorlar?"
"Beklediğimiz Demirspor hala yok ortada. (...) Şapkadan tavşan çıkararak, anlık kişisel performanslarla ayakta kalmaya devam ediyoruz. "
"Kadro kalitesinin sahaya yansımadığını, takımın hala rayına oturmadığını artık herkes görüyor. Ümit Özat'ın da bu açık seçik gerçeğe karşı bir şeyler yapması gerekiyor."
"Kaliteli ayakların yarattığı farkın dışında takımın birlikte bir görünümü yok. Kısacası, takım değiliz.
Açıkçası takımın herhangi bir planı, oyun düzeni, sistemi, taktiği yok."
Sonuç, "taraftarız biz çekeriz cefa" mı olacak hala...
Yorumlar