Ana içeriğe atla

Blogun 10. Yılı

Blogumuzun 10. yılı geride kalıyor.  demirgibiyiz.blogspot.com adresiyle başlayıp adanademirspor.net kısa yoluyla devam eden macera, 18.02.2008 günü vertumnus'un "hadi hayırlısı" temennisiyle başlamış aynı gün 4-1 yenildiğimiz Pendikspor maç yazısıyla gaza basılmıştı.

http://www.adanademirspor.net/2008/02/hadi-hayrls.html

http://www.adanademirspor.net/2008/02/adana-demirspor-pendikspor-1-4-170208.html

10 yılda pek çok konuda öncü olduk. Bir kere İlk Adana Demirspor bloguydu. Forumlardan farklı olarak kamuya açık, herkesin yorum yazabileceği ilk alandı. Facebook'un yeni yeni bilindiği, twitter'ın hiç bilinmediği dönemlerde, hızla gelişen internet mecrasında Ankara Tayfası blogu hızlıca cazibe merkezine dönüştü, pek çok kişinin yazıp çizmek istediği bir tribün, bir taraftar yuvası haline geldi. Kimi bağırmak kızmak istiyordu, kimi şarkılar söylemek, kimi de üzüntüsünü paylaşıp göz yaşı dökmek... Bu işlerin bir rehberi ya da kullanım kılavuzu yok. Elimizden geldiğince, kendi ilkelerimiz çerçevesinde bir şeyler yapmaya çalıştık. İlkeler demişken, tabii onlar da yolda düzüldü. Oturup konuşmalar, yaşananlar, beklentiler, gerçekler ve hayaller arasında bir denge kurulmaya çalışıldı. Kimsenin kişiselleştirmediği, kamusal bir dert tasa anlatma mekanı olarak korumaya çalıştık burayı. Öyle oldu ki, rahmetli Bekir Çınar bile yorumlarıyla katkı verdi; taraftarından yönetimine herkes günde bir kaç kez buraya bakar oldu, o konuda şu sorun hakkında ne yazılmış diye buraya bakmadan yorum yapılamaz oldu. Tabii bu süreçte pek çok kişiyi kızdırdık, hayalkırıklığına uğrattık; bizzat biz yazarlar da aynı şekilde yorulduk, sıkıldık, kızdık, küstük, ayrıldık vs. Kısacası Demirspor'a dair her şey10 yıl içinde bu mecrada yankı buldu.

Bugün normal hale gelen pek çok tartışma, mesele ya da kavramın fitili burada ateşlendi ya da yeniden hatırlatıldı. Muharrem Gülergin'in unutulan değerlerinin üstüne gittik; bu ismi yeniden canlandırdık elbirliğiyle; demir kanatlardan mali denkliğe, borçlardan altyapıya kadar o dönemler fısıltı halinde kalan konular daha gür sesle camianın gündemine taşındı. Şampiyonluktan ve başarıdan daha önce gelen değerlere dair hissiyatı ve düşünceleri olanlar burada buluştu. Eski Demirspor formalarından, başka Demirsporlara kadar mavi-lacivert kültürün alanını araştırdık, genişlettik. Bizi anlatan kendimizden bir şeyler bulduğumuz şarkılardan kitaplara şiirlere kadar alandan beslendik. Futbolun ve Demirsporun sadece sahada olmadığını; tribünden ve sokaklardan geldiğini ve beslendiğini hatırlattık. Yurtdışında Demirspor'u temsil ettik, kitap yayınladık, söyleşiler yaptık...

Farklı internet mecralarının popülerliği arttıkça blogun etkisi azalıyor haliyle. Bu etkiyi, Lokomotif Gençlik Derneği ile yeni bir alana taşıyoruz artık. Lokomotif dergisi, eski tür yayıncılığın bitmediğini hatırlatan yeni bir yol olarak önümüzde duruyor.

Çok sayıda yazar arkadaşla birlikte yaklaşık 3700 yazı yazıldı 10 yılda. Hepsine teşekkürler... Bu yazılardan bir seçki, bu yıl içinde bir kitap olarak da yayınlanacak.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir