Ana içeriğe atla

Senet Konusu

Bugün Demirsporumuzun maçı var. Dursun Bey, sorularımıza yanıtlar gönderdi. Gündemde kaybolmaması için bugün yayınlama gereği duyuyoruz. Her sürecimiz bu şekilde, sorulara yanıt bulabilecek şekilde geçerse bundan Demirspor kazanır. Dursun Bey'in yazısını alıntılıyoruz. Kendisine yanıtı için teşekkür ederiz.

"Senet mevzusu 3 yıllık değil, 3 aylık mevzu. Başkan Aydoğdu, başkanlık döneminde vermiş olduğu parayı ancak üç yıl sonra alabildi. Vermiş olduğu meblağ çok yüksek olduğu için ve verme tarihleri farklı farklı olduğu için (transfer dönemleri, prim dönemleri, maaş zamanları, ara transfer vs.) temlik sayısı da birden fazladır. Son tahsilat da ben yanlış bilmiyorsam (tarihte hata olabilir, muhasebe kayıtlarını görmüyorum) 2017 yılı Mayıs ayı civarı oldu. 

Ödünç verme dönemleri fazla olduğundan borçlar verildikçe dönem dönem temlik konulmuştur. Temlik koyulmaz ise bu kez bu meblağlar diğer hacizlere gidecektir. 

Temlik denilen olay öyle her canınızın istediği zamanda yapabileceğiniz bir olay değildir. TFF'de temlik sınırı var. Bütçenizin belirli bir yüzdesini geçerse ulusal lisans alamaz puan silme cezası alırsınız. O sebeple yöneticiler bu sınır düştükçe ancak temlik koyabilirler. Hiç kimse puan silme cezasını göze alamaz. 

Senedin düzenlenme tarihine de dikkat ederseniz Mayıs 2017'dir. Basındaki görüntüde yıl görünmüyor olabilir. Para nakit olarak verilemez. Banka ile hesaba gelmiş, banka yolu ile çıkmalı. Bu miktardaki para banka kanalıyla veya evrakla gönderilmeli. Aksi durumda, nakit ödenme halinde, yarın hem Dernek olan Adana Demirspor'un incelenmesinde hem şirket incelemesinde hileli işlem olarak değerlendirilebilir. 

Banka ile gönderilmesi durumunda para kaynakta kesileceği için amacına ulaşamayacaktır. Ancak ciro ve teslim yoluyla devir ve ödemede kulübün herhangi bir zararı olmayacaktır. 

Bu tarz mükerrer ödemeler olabileceğini bizzat ben kulübe yazılı ve sözlü olarak üç yıl boyunca defalarca bildirdim. En son Sözlü yönetiminde noter kanalı ile de iadeli taahhütlü olarak da bildirdim. Bu tarz bildirim kulübe daha önce hiç yapılmamıştır. Birçok mükerrer temlik bu sayede çözüldü. 

Mükerrer gelen parayı fark edip etmediğine ilişkin olarak onu yakinen tanıyan biri olarak söyleyebilirim ki; bu konulara hiç dikkat edemez. Yıllarca hesaplarında bu tarz paralar (çeşitli işletmelerinden, restoran sponsorlarından, sodexo kira vs.) gelir, haberi olmaz."


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...