Ana içeriğe atla

Merak Edilenler...

Nilay Hanım'ın yönetim listesinde bizlerden iki temsilcinin olması sonrasında çok sayıda mesaj aldık. Çok fazla soru ile karşılaşıyoruz. Bu nedenle soru ve cevap eklinde bunları kendimizce açıklığa kavuşturmak istedik.

Taraftar Yönetimde Olur Mu?

Öncelikle sorulması gereken soru bu. Taraftar taraftar mıdır, yönetici mi? Yoksa her ikisi de mi? Eğer Adana Demirspor yönetimleri 22 yıllık süreçte istisnaları saymaz isek taraftarı anlasalar ve sorunları çözme yolunda uğraşsalar, onların hislerini ve beklentilerini önemseseler idi hep beraber ne işi var taraftarın yönetimde derdik. Adana Demirspor taraftarı günümüz dünyasında dijitale direniyor. El emeği göz nuru pankartlar yapıyor. Futbolun ruhunu bir figüre veyahut slogana işliyor. O sloganı ağır demeden, bıkmadan usanmadan en ücra köşelere taşıyor ama kendi stadına alamıyor. Yöneticilere çözün bunu diyoruz, göstermelik bir ziyaret, bir forma hediyesi, gerisi yok. Güvenlik riski deyip sanatımızı içeri almıyorlar. Bu güvenlik açığı bir tek Adana’da var!!! 

Taraftar en kritik deplasmanlara otobüs bulamıyor. Bulduğu otobüs şoförü gelmiyor. Bulduğu otobüs genelde eski püskü oluyor yolda kalıyor. En kritik puanları biraz da o otobüsler yüzünden kaybediyoruz. 

Taraftarın çocuğu oluyor, çocuğuna zıbın bulamıyor, kravat alıyor, ADS iğnesi yok. 

Taraftar kendi imkanları ile kentin ücra köşelerine kütüphane kuruyor, yönetimin baş tacı etmesi lazım. Haberi yok. 

Bu ve bunun gibi önemli sıkıntıları var taraftarın. Bu sıkıntıları da maalesef yine taraftar biliyor. O nedenle yönetimde taraftar olmalı, icracı makamlara bu derdi birinci elden anlatmalı, kulüp başkanına baskı yapmalı. Başkanın taraftarı hissetmesini sağlamalı. 

Taraftar Yönetim Kurulu’nda Mı Olmalı? 

Aslında buna hiç gerek yoktu. Ancak bazı şeyler bunu zorunlu kıldı. Adanamızın sıcak gündemde her şeye ilişkin bir fikri var ama gündemin normal olduğu dönemlerde hiçbir şeyi umursamıyoruz. Yani taraftar anlamında organize kitlesel baskı kuramadık. Bizim de çok eksiğimiz hatamız oldu. Hemen pes ettik veyahut gündem olunca tatmin olduk. 

Yıllardır, yıllardır, her gelen yönetime bir heyet oluşturun, sınırlı yetkiler verin dedik. Bırakın yönetimleri taraftarlar olarak hep birlikte kulak arkası ettik kendi talebimizi. Sonra bir kriz oluverdi ve birden evet taraftar mutlaka olmalı dendi. Gerçekliğin neredeyse yitirildiği sosyal medyada bir gazla taraftar yönetimde olmalı denilip, gündem oldu, ertesi gün unutuldu. Sonra filmi başa sardık. Sonra yine başa sardık. 

Çok rahatsız olduğumuz uygulamalar oldu. Bu uygulamalar kulübün borcunun artmasından çok daha fazla yaktı canımızı. Madden değil manen incitti. Tepki verdik, gündem oldu, sonra unutuldu. 

Yine sanal sosyal medya duvarına çarptık. Görünen o ki; taraftar bizzat yönetim kurulunda olmadıkça bu işler olmuyor, olamıyor. 

Ankara Tayfası Nasıl Yönetim Kurulu’na Aday Oldu? 

Yıllar önce Bekir Çınar ile çok yakın çalıştık. Rahmetli Başkan sağ olsun, saatlerini verdi bize. Günlerini verdi. Ankara’da arabamıza aldık başkanı, federasyon binalarına, spor toto teşkilatına gittik. Borç yükünü nasıl kırarız, nasıl nefes alırız diye. O dönemde gençlerle alt yapıdaki çocukların birlikte oynamasını savunduk. Para yoktu. Futbolcu parası ödemek için Başkan arabasını sattı. Başkan ile yürüdük, bize kulak verdi. Yalan söylemiyoruz, ölüm tehditleri aldık. Hain ilan edildik. Transfer yapılmasın dedik diye. O bize kulak verdi, bizim o takımımız play-off oynadı ve şampiyon takıma penaltılarla elendi. 

Sonrasında Mehmet Bey geldi. Taraftar heyeti oluşturulmadı ama kendisi taraftar ilkelerini kabul etti. Bugün gördüğümüzde mevcut ortalamanın çok üzerinde bir başkan oldu. Ama sesimizi duyurmakta zorlandık. Bize her bilgi verişinde daha fazlasını istedik. Yetinmedik. Çok eleştirdik. Eleştirilerimizin çoğunun arkasındayız ama sonrasında gelenlere aynı şeyi yapmadığımız, aynı enerji ve zamanı bulamadığımız için pişmanız. Sonuç olarak içinde olsaydık, Mehmet bey ile de daha sağlıklı ilişki kurabilecek, kendimizi daha iyi ifade edebilecektik. Olmadık, olamadık. 

Sonrasındaki yönetimlerde hiçbir beklentimiz karşılanmadı. Ne şeffaflık, ne kurumsallaşma, ne alt yapı ne başka bir şey. Çok şey istemedik. Çok basit şeyler istedik ama bir duyarsızlık kalesine tosladık. Taraftar heyetleri kurulsun dedik. Defalarca söyledik oralı olunmadı. 

Sayın TUNCEL’e basın toplantısında söyledik. Canlı yayınlandı toplantı. Projelerimizi sunduk. Bize bir yol açın, küçük beklentilerimiz karşılansın dedik. Olmadı. 

Levent Bey’e gittik. Projelerimizi anlattık, uzman taraftarlar var ne güzel diye bir açıklama yaptı, çekildi kenara. Sesimizi duyuramadık. Anlamıyoruz, çok mu kötü sesimiz? 

Sedat bey ile Şentürk beyin de bulunduğu ortamda Engin Hoca ile anlaşmanın yapıldığı otelde buluştuk. Kendisine beklentilerimizi anlattık. Yine heyet dedik, yine olmadı. 

Nereye gitsek kapı duvar idi. Biz üstümüzde forma varken yere tükürmüyoruz, Demirspor’a laf gelmesin diye. Takımın mağlup olduğu hafta geçmiyor, insanların kalbini kırıyoruz. Demirspor’u yaşıyoruz ama her dokunmak istediğimizde, her çiçek uzatışımızda elimize vuruluyor, çek elini deniyor. Sevdamızın kahrını çekiyoruz. Madem öyle bir de yönetime aday olarak deneyelim dedik. 

Neden Nilay Hanım’ın Listesinden Aday Olduk? 

Biz daha Nilay Hanım resmi olarak adaylığını açıklamadan yönetime aday olduğumuzu beyan ettik. Ama maddi gücümüzü biliyoruz. Başkanlığı alamazdık, aday da olamazdık. Çıktık açıkladık. 

“Aday olacak yöneticiler, lütfen bizi kadronuza alın. Bizler kötü insanlar değiliz. Sosyal medyada muhalif bilindiğimiz de vardır ama ekibimizi satmayız. Bizim derdimiz, Demirspor için bir şeyler yapmak. Bunlar küçük ama çok değerli şeyler. Biz de sizinle yürüyelim.” 

Bu isteğimizi resmen açıklamanın yanı sıra adaylarla temas da sağladık. Müslüm beyin çok beyefendi olduğuna, Adana Demirspor için yürekten emek vermek istediğine şahit olduk. Bir kısmı ile temas kurmak istedik. Olmadı. Aday olsa dediğimiz kişilerle de görüştük. Olursan bizi de al abi dedik. Olmadı. 

Biz Nilay Hanım’a da bu teklifi götürecektik, bunun için iletişime geçtik. Ancak Nilay Hanım bize inandı. Kapılarını sonuna kadar açtı. Bizimle yürümeyi biz istediğimiz için değil, kendisi de istediği için tercih etti. Kendisine bize inandığı ve bu imkanı sağladığı için teşekkür ederiz. 

Nilay Hanım ile nasıl bir iletişim tarzınız olacak? 

Biz kendisi ile iletişim kurduğumuzdan beri her daim güler yüzlü oldu. Her daim bizi dinledi. Notlar aldı. Bize katılmadığı anlarda dahi bizi destekledi. Kendisi açısından büyük bir emek içeren bir süreç oldu adaylık süreci. Bizim her zorlama dediğimiz yerde direndi. İnat etti. Kızacak belki, çok strese soktuk kendisini. Yılmadı. Duygusal anlarına şahit olduk. Kendisinden şüphelerimiz oldu, bunu ilettik. Hep pozitif enerji verdi. Açık söylemek gerekirse onun yerinde biz olsaydık, karamsarlık iyimserliğe hakim olurdu. Bu inadı sayesinde önemli şeyler başardı. Kendisi anlatır başardıklarını. Ama o inat sayesinde bizim kendisinden olan beklentilerimizi karşılayacağına, karşılamaya çalışacağına bizi inandırdı. İyi niyetli olduğuna inandık. 

Ankara Tayfası Ne Yapacak? 

Ankara Tayfası’nın ne yapacağı bugüne kadar beyan ettiği şeylerden dolayı çok açık aslında. Nilay Hanım, kamuoyunun merak ettiği projeleri açıklayacaktır, sabah da kahvaltı düzenleyecek basın mensupları ile. Orada tüm cevaplar alınacaktır. Biz yönetimsel olarak Nilay Hanım’ın açıklayacağı hususlara girmeden hayallerimizi ve beklentilerimizi söyleyelim. 

-Tüzük ve alt düzenlemelerin yenilenmesi için çalışmak istiyoruz. Banka hesabından geçmeyen gelir ve giderlerin çok istisnai durumlar haricinde takımın mali tablolarına, borçluluk yapısına etki etmesini önlemeye gayret edeceğiz. Yine yöneticilerin kendi dönemlerindeki mali sonuç doğuran faaliyetlerinden dolayı, şahsi sorumluluk taşımaları gerektiğini düşünüyoruz. Bunu ayrıntılı bir düzenlemeye oturtmak için çalışacağız. 

-Türk Bankacılık Sektörü’nde önemli mevkilerde içlerinde Adana Demirsporlu da olan üst yöneticiler var. Söyledik anlatamadık. Projeleri şubeler ile yürütmek istediler. Şubeleri küçümsemek değil niyetimiz ama kart kabullerine şubeler karar vermiyor, otomatize kararlar çıkıyor ya da Genel Müdürlük karar veriyor. Bu nedenle her kredi kartı projemiz kabul edilmeyen başvurulara bağlı olarak sonuçsuz kaldı. Şu anda Adana Demirsporlu olanı dahil olmak üzere çok sayıda üst düzey banka yöneticisi ile doğrudan görüşebilecek ve Demirspor’un geleceğini konuşabilecek durumdayız. Bu kanaldan mikro projeler üretmeyi amaçlıyoruz. 

-Adana Demirspor’un Tarihi’ne ilişkin kitabımızın ilk cildi bitmek üzere. Bu kitabı önemli bir lansman ile piyasaya sunmak istiyoruz. 

-Tabi ki; kulüp kayıtlarının incelenmesi var. Personel ve futbolcularla imzalanmış önceki sözleşmeleri bir görmek istiyoruz. Amacımız geçmiş ile kavga etmek değil ama yapılmış hatalar varsa bunları yeniden yapmamak. 

-İstanbul ve Ankara’da futbol camiasında etkin tanıdıklarımız var. Onların bilgilerinden, tavsiyelerinden yararlanmayı amaçlıyoruz. 

-Yönetimde taraftarın sesi olmayı amaçlıyoruz. 

-Nilay Hanım ve yönetimdeki diğer büyük ve küçüklerimizle sırt sırta yer yer didişerek, yer yer fikir birliği halinde ama her koşulda gülerek güzel bir Demirspor için küçük de olsa kendi payımıza düşeni yapmayı amaçlıyoruz. 

Saygılarımızla,

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.