Son dakikada kazandığımız maçların bir diyeti olarak bu kez son dakikada kaybettik. Beraberliğe yakın bir maçtı ama son dakika karambolünü savuşturamadık. Zülküf'ün her iki golde hatası olsa da maçın asıl "kahramanı" oynadığı sürede takımın el freni olan Waldison. Bu sene takıma hiçbir şey vermeyen Waldison, kesinlikle ilk 11 için tercih edilmemeli Berkay ondan çok daha iyi. Verdiği harika pasla Leroy'u gol pozisyonuna da soktu. Engin Hoca'nın geçen hafta kazanan takımı bu kadar bozması, maça geç müdahale etmesi yanlış bir tercihti. Keza geçen hafta olmayan Göksu da kanadından çok adam kaçırdı. Teknik taktikten ziyade takımın kazanma azmini göstermemesi bizi daha çok üzüyor. Bugün de yine beraberliğe razı ve sıkıcı bir oyun vardı, tüm sezonda olduğu gibi.
Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu. Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar. Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek. Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...
Yorumlar