Ana içeriğe atla

Yönetim İstifa

Şu yazıyı yazacak psikolojiye gelmemek için o kadar çok bekledim ki... O kişi elindeki büyük güçle Sedat SÖZLÜ olabilir diye o kadar ümit ettim ki... Borcu bitiren, savaşan, anlayan, doğru adımlar atan efsane başkan olabilir diye o kadar dua ettim ki... Bence olmadı, artık olmaz. Umarım yanılırım. Oldukça uzun olan istifa yazımıza başlayalım. Küçükten büyüğe doğru gidelim. 

Çok acemice kulübümüzü yönetiyorsunuz. Tarihimize ve hassasiyetlerimize istediğimiz ölçüde özen gösteremiyorsunuz. Büyük ölçüde bilginiz olmadığını düşünüyorum. Örneğin Metin Oktay’ı anıyorsunuz resmi siteden. Türkiye’nin değeridir ama bizim için hakkımızın gasp edildiği bir maçta kaleci Haşimo’nun protesto ederek kaleyi boşaltmasına karşın penaltıyı atan kişidir. Bilmiyorsunuz, popüler olanın peşindesiniz. 

Kendinizi sevimsiz bir şekilde öne çıkarıyorsunuz. Oysa bizim beklentimiz, başarılar ile taraftarlarca efsane ilan edilmeniz. 

Kalıcı gelir üzerine yeterince çalışmadınız ya da çalıştınız ama bizimle paylaşmadınız. Sosyal medyayı oldukça etkin kullanan bir başkan olarak bu çalışmaları, kat edilen yolları paylaşmamış olmanız manidar. Uzun yıllardır Demirspor’a sizden daha güçlü bir başkan gelmedi ve buna rağmen en büyük başarı “kalıcı gelir” konusunda bir arpa boyu yol alabilmiş değiliz. Sözün özü, en kritik konularda suskunsunuz. 

Suskun olduğunuz bir diğer konu mali yapımız. Hiç temlik koymayacağınız beyanı ile geldiniz. Bunun anlamı borçların hızla erimesi idi ama bu yöndeki beyanınız geçerliliğini koruyor mu? Bilmiyoruz. Çünkü en kritik bu konuda da suskunsunuz. Mali tablolarımızdan haberimiz yok. Nereden ne kadar gelir elde ettik, nereye ne kadar harcadık, eski temlik alacakları ne durumda, bilmiyoruz. Önceden çarşaf çarşaf yayınlanırdı bunlar, Aydoğdu ile birlikte kalktı ortadan, siz de devam ettiriyorsunuz. 

Elinizde Demirspor taraftarı kadar takımına aşık ve skordan bağımsız sevebilen bir taraftar var ve bu taraftarı yanlış yönlendiriyorsunuz. Hatalı beklentiler yaratıyorsunuz. Örneğin mali sıkıntımız yok diyorsunuz. 

Örneğin şampiyon olacağız diyorsunuz. 


Biz şampiyon olabiliriz ama çıkıp deseniz ki; bu sene borcu eriteceğiz, iskelet takımı kurup üzerine birkaç takviye ile gelecek sene borçsuz Demirspor’u şampiyon yapacağız, herkes peşinizde olur. Ama bu yöntem popüler yöntem olmadığından mıdır bilemiyorum, tercih etmiyorsunuz. 

Madem tercih etmiyorsunuz bizi lisans, transfer, puan silme gibi maddiyattan kaynaklanan utançlarla yüz yüze bırakmaya hakkınız yok. 

Geçen sene şampiyonluğun eşiğinden penaltılarla dönen bir takım vardı, hallaç pamuğu gibi attınız. Eskiler de böyle yapardı, siz de yaptınız. Tamam dağıtın tabi takımı, idare sizsiniz. O zaman yeni yaptığınız takım saç baş yoldurmasın, tribünde olanları hayal kırıklığına uğratmasın. Samsun’da savaşan gençlerin forması savaşmayan topçulara verilmesin. Parasını verdiğimiz adam çıksın savaşsın. Başarısızlık sizindir. 

Taraftarın pankart sorunu var örneğin. Dünyanın en güzel ürünleri, en sevda ile işlenenleri stadımızda yer bulamıyor. Hakkımızı layıkı ile savunmuyorsunuz. Bizim gibi hissedemiyorsunuz. 

Paraya ihtiyacımız var, kombine tanıtımı da yapmıyorsunuz. Açıklayıp kenara çekildiniz. Teşvik, baskı, ısrar yok. Yoksa gelir yaratma hevesiniz sınırlı mı? 

İlk hafta Samsun’a gençlerle çıktık. Neden? Çünkü federasyona gerekli tutar yatırılmamıştı. Önce hakkınızı verelim. Temliksiz kaynak yarattınız ve ödeme yaptınız. Yani 6,2 milyon TL borcumuzun tek kalemde azalması gerekir değil mi? Sanırım 21 milyondan 16 milyona düşmüştü borç, bunu da ödeyince 10 milyonun altına inmiş olması gerekir. Çünkü temlik koymama sözünüz vardı. Sanırım diyorum, çünkü bilmiyorum. Temliksiz ödeme sağlamış olmanız büyük bir şey. Hakkınızı ödeyemeyiz. Bu kulüp 10.000 TL deplasman masrafı için iş adamlarına teşekkür ediyordu. Çok büyük bir başarıdır yaptığınız ödeme. 

Neyse, peki bu süreçte neler yaşandı? Dediniz ki; biz borcu daha düşük biliyorduk 6,2 milyon TL çıktı. 

Yakın zaman önce kongre yapmadı mı bu kulüp? Bu kongrede sizin ekibiniz mali tabloları hazırlayıp, kongre üyelerinin onayına sunmadı mı? Siz onaylattığınız tablolardaki borç rakamını bilmiyor musunuz? Kulübe hakimlik düzeyiniz bu kadar mı? 

Sonrasında açıklama yapıyorsunuz. Diyorsunuz ki, bu borçların bir tanesi hariç hepsi eski yönetim dönemine aittir. Yani Selahattin AYDOĞDU yapmıştır. Tamam, tamam da Aydoğdu’dan başkanlığı devralırken kol kola giren ben miydim, birlik mesajları veren ben miydim? 

Derdim Aydoğdu’yu veya bir başkasını savunmak değil. Geçmiş futbolcu borçlarını şikayet etmek için mi devraldınız kulübü? Aydoğdu da aynı hatayı yapmadı mı? O da elektrik faturalarını ödememişler diye bir önceki dönemi medyaya şikayet etmedi mi? O ve önceki yönetimler borçsuz mu devraldılar bu kulübü? Gelirlerimiz temlike gitmiyor muydu? Öncekiler de öncekileri aynı şekilde gömmediler mi? Ya da siz başkan olurken kongrede Aydoğdu’nun mali tablolarını onaylamadınız mı? Aydoğdu da öncekileri onaylamıştı. Öncekiler de öncekileri. Bu durumda sizin eskilerden farkınız nerede? 

Bu arada Samsun derken aklıma geldi. Haklı gerekçeleriniz olabilir. Ama gencecik çocukların ölümüne oynadıkları bir maçta başkanlarını tribünde görmeleri (üstelik ligin ilk maçı idi) en büyük hakları idi. 

Yarattığınız büyük beklentilerden sonra bir tek puan silme cezamız eksikti, o da oldu. Teşekkür ederiz. En aç olduğumuz Bekir Çınar döneminde dahi karşılaşmadığımız şeylerle artık karşılaşıyoruz. Hayaldi gerçek oldu. 

Aslında samimi olarak söylüyorum, hiç iğneleme yapmadan; bunlar olabilecek şeyler. Çabalarsınız bazen ama olmaz. Ama çabalarken kontrollü olursunuz. 

Siz bize en kral BMW’yi alacağım diyorsunuz sonra bir bakıyoruz, araçta haciz var, trafikte aracı bağlıyorlar. En kral şoför gelecek diyorsunuz (teknik adam), şoför hedefin tozunu atacağız diyor, bir bakıyoruz yollar yokuşlu diye (topçular şöyle böyle diye) şikayet geliyor. Yakıt sorunumuz yok diyorsunuz, benzin istasyonuna borcumuzdan dolayı ceza yiyoruz. 3 puanımız gidiyor. 

Bizi yıpratmayın Sedat bey, istifa edin. Demirspor taraftarı ilk kez kaos görmedi, son da olmaz. 

En güçlü başkansınız ama yapamıyorsunuz, olmuyor. Eyleminiz ile söyleminiz örtüşmüyor. Zor olanı değil, kolay olanı istiyoruz sizden. Bize durumumuzu açıkça söyleyin, savaşalım omuz omuza diyoruz. Bize hayaller sunuyorsunuz. Sonra hayalimiz suya düşünce tepkilerimiz halisane olmamış oluyor. 

Siz ekiyorsunuz, siz biçeceksiniz. İstifa ediniz.

Yorumlar

yavuzy dedi ki…
Bu blogta yazılanları iki başlıkta toplamak gerekirse biri profesyonel yönetim diğeri de kalıcı gelir olur sanırım. Başarı, şampiyonluk daha sonra gelir. Neredeyse 10 yıldır aynı şeyleri yazıyoruz ve her başkandan bunları bekliyoruz: Derli toplu, ne yaptığını bilen bir yönetim. Şimdi lisans alamamak, kriterleri tutturamamak bu profesyonelliğin bir türlü sağlanamadığını gösteriyor. Tabii ki önceki yönetimler de suçlu ama şu anda yönetimde siz olduğunuz için aslolarak siz sorumlusunuz sayın başkan. İki yıldır yönetimdesiniz ve kulübün sorunlarını biliyor olmanız lazım. Lisans almak için TFF'nin istediği kriterler nedir, bunların hangileri yerine getirildi, hangileri getirilmedi, bunları detaylıca bilmek hakkımız. Ama sonuç ortada: kulüp kötü yönetiliyor.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.