Tam bir rezalet söz konusu.
Dediğimiz yapılmadığı için değil elbet. Değerlendirme açısından ciddi sorunlar yaşanıyor. Buradan bizim algıladıklarımızla yönetimin ve hocanın algısının çok farklılaştığı sonucunu çıkarıyoruz.
Elbette, yönetme gücünü elinde bulunduran kararı alacak. Ama biz taraftarız. Sedat SÖZLÜ gördüğümüz ilk başkan değil, son da değil. Tayfur Hoca da ne ilk ne son hoca. Biz buradayız, onlar geçici.
Biz tecrübeliyiz, onlar toy. Kusura bakmasınlar.
Osman Hoca, istifa ederken ne dedi? Bu futbolcular sizin emeğinizi çaldı, dedi. Hırsız dedi adamlara. Sonra aynı adamlarla, asıl adamlarla yoluna devam etmeye kalktı. Peki sonucunda ne oldu? Futbolcular oynamadı, hocayı yolladılar. Osman hoca da akıl almaz hareketleri ve kararları ile futbolcuları haklı çıkaracak bir konuma düşürdü kendini.
Tayfur Hoca, Denizli maçı öncesinde Giresun maçına atıfta bulunarak, futbolcuların oynamadığını ifade etti. O gün şahsi sosyal medya hesabım üzerinden, kaşarlanmış bir taraftar olarak futbolcuları itham eden hocaların başarılı olamayacağını söyledim. Maalesef bu öngörüm Denizli maçında doğrulandı.
Sonra Hoca istifa etti. Yönetim, hocanın istifasını kabul etmedi. Peki hoca ne yaptı, ilk beyanında futbolcular oynamıyor dedi. İhaleyi futbolculara yıktı. Başkan ne yaptı, kalan 5 maçımızı kazanmak istiyoruz dedi.
Önce soralım. Affedersiniz, 5 maçı kiminle kazanmayı planlıyorsunuz?
Bu tabloda kimi nasıl motive etmeyi planlıyorsunuz?
Azıcık şansımız var, elleriniz ile yok ettiğinizin farkında mısınız?
Sonra işin diğer tarafına bakalım. Bu ortamda futbolcuların dediğini yaparsak, ruhsuzlar için mağdur hocayı yakmış olmaz mıyız?
Bu bize yakışır mı?
Bu hali ile düşününce yakışmaz.
Ama şunları göz ardı etmeyelim.
Tayfur Hoca iyi bir kadroya geldi. Osman Hoca tarafından bunaltılmış, baskılanmış bir takımı toparlamak için geldi.
Yapması gereken tek şey, stresi kaldırmak, takıma biraz hareket getirmekti.
Peki, O’nun döneminde ne oldu? Takım var olan hareket kabiliyetini de yitirdi. Çok beyefendi kaldı bizim ligimize hoca. Hırslı olamadı. Elindeki malzemeyi kullanamadı.
Oyuncularına ruh katmayı başaramadı ve maalesef onların oyuncağı oldu.
Yönetim çıkıp şunu dese idi hareketi bize yakışır ve anlamlı olurdu:
“Biz bu topçuların bu ruhsuzluklarına meydan verip, hocamızı onlara yedirmeyeceğiz. Oynamak istemeyen oynamasın, burası Adana, hodri meydan. Gerekirse şampiyon da olmayız, ama kimsenin oyuncağı da olmayız.”
Bunun yerine aynı topçulara bel bağlamayı tercih etti ve kendi ayaklarına sıktı.
Dilerim ben yanılırım ama yönetimlerin bilmediği bir şey var. Kendilerinin ilk kez içinde oldukları sinema filmini biz yıllardır izliyoruz. Mutlu sonla bitmiyor bu film.
Sıra yönetimin hakkını vermeye geldi. Bir sonraki yazıda.
Yorumlar