Ana içeriğe atla

Biz Bu Filmi İzledik, Siz Yenisiniz!!!


Tam bir rezalet söz konusu. Dediğimiz yapılmadığı için değil elbet. Değerlendirme açısından ciddi sorunlar yaşanıyor. Buradan bizim algıladıklarımızla yönetimin ve hocanın algısının çok farklılaştığı sonucunu çıkarıyoruz. 

Elbette, yönetme gücünü elinde bulunduran kararı alacak. Ama biz taraftarız. Sedat SÖZLÜ gördüğümüz ilk başkan değil, son da değil. Tayfur Hoca da ne ilk ne son hoca. Biz buradayız, onlar geçici. Biz tecrübeliyiz, onlar toy. Kusura bakmasınlar. 

Osman Hoca, istifa ederken ne dedi? Bu futbolcular sizin emeğinizi çaldı, dedi. Hırsız dedi adamlara. Sonra aynı adamlarla, asıl adamlarla yoluna devam etmeye kalktı. Peki sonucunda ne oldu? Futbolcular oynamadı, hocayı yolladılar. Osman hoca da akıl almaz hareketleri ve kararları ile futbolcuları haklı çıkaracak bir konuma düşürdü kendini. 

Tayfur Hoca, Denizli maçı öncesinde Giresun maçına atıfta bulunarak, futbolcuların oynamadığını ifade etti. O gün şahsi sosyal medya hesabım üzerinden, kaşarlanmış bir taraftar olarak futbolcuları itham eden hocaların başarılı olamayacağını söyledim. Maalesef bu öngörüm Denizli maçında doğrulandı. 

Sonra Hoca istifa etti. Yönetim, hocanın istifasını kabul etmedi. Peki hoca ne yaptı, ilk beyanında futbolcular oynamıyor dedi. İhaleyi futbolculara yıktı. Başkan ne yaptı, kalan 5 maçımızı kazanmak istiyoruz dedi. 

Önce soralım. Affedersiniz, 5 maçı kiminle kazanmayı planlıyorsunuz? 
Bu tabloda kimi nasıl motive etmeyi planlıyorsunuz? 
Azıcık şansımız var, elleriniz ile yok ettiğinizin farkında mısınız? 

Sonra işin diğer tarafına bakalım. Bu ortamda futbolcuların dediğini yaparsak, ruhsuzlar için mağdur hocayı yakmış olmaz mıyız? 
Bu bize yakışır mı? 
Bu hali ile düşününce yakışmaz. 

Ama şunları göz ardı etmeyelim. 

Tayfur Hoca iyi bir kadroya geldi. Osman Hoca tarafından bunaltılmış, baskılanmış bir takımı toparlamak için geldi. Yapması gereken tek şey, stresi kaldırmak, takıma biraz hareket getirmekti. 

Peki, O’nun döneminde ne oldu? Takım var olan hareket kabiliyetini de yitirdi. Çok beyefendi kaldı bizim ligimize hoca. Hırslı olamadı. Elindeki malzemeyi kullanamadı. Oyuncularına ruh katmayı başaramadı ve maalesef onların oyuncağı oldu. 

Yönetim çıkıp şunu dese idi hareketi bize yakışır ve anlamlı olurdu: 

“Biz bu topçuların bu ruhsuzluklarına meydan verip, hocamızı onlara yedirmeyeceğiz. Oynamak istemeyen oynamasın, burası Adana, hodri meydan. Gerekirse şampiyon da olmayız, ama kimsenin oyuncağı da olmayız.” 

Bunun yerine aynı topçulara bel bağlamayı tercih etti ve kendi ayaklarına sıktı. 

Dilerim ben yanılırım ama yönetimlerin bilmediği bir şey var. Kendilerinin ilk kez içinde oldukları sinema filmini biz yıllardır izliyoruz. Mutlu sonla bitmiyor bu film. 

Sıra yönetimin hakkını vermeye geldi. Bir sonraki yazıda.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...