Ana içeriğe atla

İç Saha ve Gol Yeme Sorunu

Bu sezon iç saha performansımız oldukça kötü. Yarışta geri kalmamızın ilk nedeni bu olabilir. En büyük güvencemiz olan taraftar desteği mi ters tepiyor, yoksa kazanma hırsıyla yüklenen takım gerideki boşlukları mı dolduramıyor? Belki de ikisi birden... Tabii gol diyince akla ilk gelen kaleciler. Her sezon 2 veya 3 farklı kaleci ile oynadık ve beklenen performansı göremedik. Bu sezon da Oğuz henüz herhangi bir maçı tek başına çeviremedi. Golü tek başına kaleciler yemez. İki sezondur orta sahanın savunma yükünü sadece Attamah'a emanet etmemiz, ona eşlik edecek oyunculardan istediğimiz performansı alamamız önemli bir sıkıntı. Savunmanın göbeğindeki istenen ikiliyi bir türlü bulamadı Osman Hoca. Mojsov başta olmak üzere bu hat önemli derecede aksıyor.

Geçen sezon 10 mağlubiyetin sadece ikisini içeride almıştık; bu sezon şimdiden 3 mağlubiyeti gördük. Önceki üç sezon 13 hafta performansları şöyle: 2012-13 3 g-1 b-2 m, 2013-14 2 g-3 b-1 m, 2014-15 3 g-3 b-1 m.

Bu sezon ise 3-1-3'le yola devam ediyoruz. 

Önceki üç sezonun ilk 13 hafta gol yeme oranları şöyle: 
 2012-13 22 (maç başı 1,69) , 2013-14 23 (maç başı 1,76), 2014-15 14 (maç başı 1,07) gol.

Bu sezon 19 (maç başı 1,46) gol. 

Üstümüzdeki 7 takımdan sadece Alanya ile aynı sayıda gol yemişiz (attığımız da aynı!). Altımızdaki takımlardan da sadece son üç sıradakilerden az yemişiz. Onların ikisi de 20 gol.

Son üç sezonda  yenen toplam goller de şöyle: 53 (ort. 1,55), 63 (38 maç, ort. 1,65), 48 (ort. 1,41).

Bu ortalamayı 1,3'lere 1,2'lere düşürmeden önceki sezonlara göre daha başarılı olmamız mümkün görünmüyor. En azından geçen sezonki performansı göstermek için savunmaya toparlamak gerektiği ortada. 

Bu sezon takımlar birbirini yenme kapasitesine daha fazla sahip. Alt sıradaki takımlar da yavaş yavaş toparlanıp yukarıdakilerin canını yakıyor. Geçen sürede kritik bir iki maçı yenilmek yerine beraberlikle tamamlayabilseydik, (örneğin Karabük ve Giresun maçları) şimdi daha iddialı olabilirdik. Puanların çok yakın olduğu sıralamada hızlıca yukarı çıkmak kolay. Yeter ki bir kaç haftalık seri yakalayabilelim. Bugüne kadar sadece iki kere iki maç üstü üste kazanabildik. Kadroda gerekli değişiklikler yapılmadan bu gidişatın tersine dönmesi şimdilik zor görünüyor.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...