Ana içeriğe atla

Adana Derbisi Öncesi

Adana Derbileri, geri kalan 32 maçtan daha farklı değil ama tabii ki özgül ağırlığı farklı. Tribünüyle ayakta kalmış, en kötü maçlarında bile 5 Ocak'ta hatrı sayılır kalabalığı toplamış, azıcık iddialı olduğunda ise stadı iğne atsan yere düşmez noktasına getiren bir camia olarak Demirspor'un bu derbilerde sahadaki başarısı aynı oranda değil. Tribünde bizsek, sahada sensin şiarı pek tutmadı ne yazık ki. Ama bu durum bir maçla unutulabilir, değişebilir. İlk yarıda 4 gol bulduğumuz, 1. lig'teki ilk derbi bunun güzel bir örneği.

Geçmiş yıllarda rakibi de potaya girsin diye kent yönetiminin isteğiyle çeşitli güzellikleri yapıldığı, hep hatırımızda, acı hatıra olarak öfkemizi besliyor. O 4 gol belki o öfkenin açığa çıktığı anlar oldu. Son 3 sezonda da iki kez play-off oynayarak Süper Lig'in kapısına biz daha yakın olduk. Şimdi yeniden sezon başındaki azime, umuda ve inada dönmek, yeniden yola çıkmak, memleketteki karanlığı maviye çevirmek için, tribünde bu kez eksik olsak da, Adana Derbisi güzel bir başlangıç olsun.

Halkın iradesine karşı 1 gücün iradesi, kamusalın karşısında özeller Adana'nın yaşadığı zorlukları, iç çatışmayı, eski güzel günlerden uzaklaşmayı da anımsatıyor. Adana'nın başarı hikayeleri, hep Demirspor ve Demirsporlularla birlikte anılır çünkü. Demirspor'un yeniden yükselişi, Adana'nın yeniden hatırlanması ve ayağa kalkması için de fırsat olacak eminim.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...