Ana içeriğe atla

SÖZLÜ'den açıklamalar

Başkandan beklentilerimizi kaleme aldığımız gün Osman ÖZKÖYLÜ'nün transferi sonrasında açıklamalar geldi. Açıklamalarda dikkatimizi çeken hususlar şu şekilde:

-Eski kulüp başkanları ile görüşülüp borçlardan fedakarlık istenecek. 

Fedakarlık yapmayanı düşman ilan etmek doğru değil elbet, herkes koyduğu parayı tabi ki alacak. Ancak fedakarlık yapanı, yapabileni de takdir etmek gerekir. Bu fedakarlığı isteyebilecek yegane yönetimin mevcut yönetim olduğunu bir önceki yazımızda belirtmiştik.

-Temlik işi artık Adana Demirspor'da olmayacak.

Bu eğer konulan paralar için haciz müessesesinin işletileceği anlamına gelmiyorsa ki; sanmıyorum bu anlama geldiğini, Adana Demirspor için muhteşem bir haber demektir. Yeni yönetimin borcu hiçbir şekilde artırmaksızın transfer yapacağı, giderleri ödeyeceği sonucu doğar buradan. Bu da borcumuzun en az temlikli gelirlerimiz kadar azalacağı anlamına gelir. Yılda 6-7 milyon TL arası federasyon ve iddaa gelirimiz olsa borcumuzun 12-13 milyon TL aralığına ineceği sonucuna ulaşılır. Bizim için bir rüya bu sonuç. Heyecan verici. Bu rakama eski yöneticilerin olası fedakarlıkları dahil değil üstelik.

-Borçların azaltılması ifadesinin yanında projeler ifadesi de kullanılmış.

Bunu kalıcı gelir olarak yorumlamak istiyorum. Umarım gerçekleşir.

Sezon açılışı, hocanın maddi dengelere ve saha içi dışı hareketlerine özen göstereceği beyanı, alt yapı ile ilgili açıklama yapılacağının belirtilmesi vs. an itibarı ile yukarıdaki hususlar kadar somut olmadığından şimdilik değerlendirme dışı.

Korkularım baki ama o heyecanı ilk kez hissettiğimi belirtmeliyim. Transfer rakamları yukarıda belirtilen politikalara rağmen önemli. Demirspor karışık bir camia. Bugün temlik koymayacağını, külfet getirmeyeceğini ifade eden yönetim, öyle bir şey olur da giderse, yapılan transferlerin peşin ödenmemiş maliyetleri olası yeni yönetimin gider kalemi olacaktır. Sevinmeyi zorlaştırıyoruz kendimize bu olasılık zorlamalarıyla. Ama borçsuz bir Demirspor hayali kuruyorum. Anlaşılmak istiyorum. Hayal kurmak bile o kadar uzakken bize, bir şeyler değişiyor, en azından söylemler, yer yer de eylemler. Sürer miyiz motorları maviliklere sizce?

Sürmek en fazla bize yakışır da ondan diyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...