Demirspor düşmanlarının bir haftadır sürdürdüğü kamuoyu yaratma çabaları ilk sonucunu verdi. Üzerimize iddiasız Antep BB'yi saldılar, eski adanasporlu forvetiyle, akp destekli kadrolarıyla... Maça iyi başlamak da bize yaramıyor, erken havaya girip sonra dağılıyoruz. Maç sonu iyi yüklendik, çok net pozisyonlar da bulduk, ama atamadık. Savunmada Fazlı çok hata yaptı, Kaleci Buda'nın top çıkaramama hastalığı devam etti. Neyse ki Hurşut, lig boyu yarattığı hayalkırıklığını unutturmak istercesine maça damgasını vurdu. Artık haftasonu oynanacak maçlarda rakiplerin puan kaybetmesini bekleyeceğiz. Belli ki saha içi ve dışı mücadele son haftaya kadar sürecek. Bu sürede her iki cephede de güçlü durmalıyız.
Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...
Yorumlar