Ana içeriğe atla

Derbi Öncesi

Gelecek hafta sonu Adana Derbisi var. Geçen iki sezonu altlı üstlü bitiren iki takım arasında bu kez anlamlı bir fark var. Şampiyonluk yolunda her haftanın kıymeti daha fazla. 2007'de şampiyonluğa giderken yediğimiz kazığı da unutmuyoruz. Her maçta bu öfkemiz kabarıyor haklı olarak. İki sezon önce 1. ligteki ilk karşılaşmamızda aldığımız 4-2'lik galibiyet dışında bu öfkemizi dindirecek bir maç yaşamadık. Tribündeki ezici üstünlüğümüzü henüz sahaya yansıtamadık. Bu sefer, bizler yine tribünde işimizi yaparken sahadakilerin de işlerine gereken önemi göstereceğine inancımız tam.


Şirketleri el değiştirdikten sonra işleri yolunda giden ancak iki yıldır sahiplerinin sızlanmasıyla sıkıntılı günler yaşayan rakibimizin, hisselerini Beşiktaş'a satması ve onların pilot kulübü olmasıyla yaşadığı hüznü anlamak mümkün. Tarihi bir camianın böylesine oyuncağa çevrilmesi, hemşehrileri olarak bizi de üzüyor! Bu sezonki tribün performanslarını görünce 5 Ocak Stadı'nın yaşadığı trajediye de üzülüyoruz; bir hafta delicesine sevenlerin doluluğu ile diğer hafta boş betonlar...

Kenti bütün dinamikleriyle sarmalayan, her gün sokaklarda ve hafta sonları tribünlerde gördüğümüz "Adana, Demirsporludur" sözünün karşılığını, bir kez daha sahada göstermek adına çok önemli bir derbinin arefesindeyiz. Maçın gündüz olması da ayrıca keyifli. Tribünde her zamanki gibi tahriklere aldırmadan sadece takımımızı destekleyerek, ceza alacak hiç bir gelişmeye mahal vermeyerek haftayı kayıpsız atlatalım...


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti

Demirspor Taraftarı Ayakta

 Adana Demirspor taraftarı, kendisini küme düşürmekle tehdit eden eski Başkanlarına karşı yaptığı açıklamalarla tavrını gösterdi. Umut Düşkün'ün başlattığı açıklama silsilesi, Şimşekler Grubu 'nun diğer liderleri, Ankara Tayfası , İzmir Tayfası ve diğer oluşumların net tavırları ile güçlendi. Ortak ses, kimse Demirspor'dan üstün değildir ve Demirspor tribünüyle vardır şeklindeydi. Yıllardır alt liglerde mücadele etmiş bir camiaya bu tehdit sökmedi.