Yine bir kadın öldürüldü vahşice, bu kez yanı başımızda, hepimizin yolunun kesiştiği yerlerde, bizim yöre insanının canını emanet ettiği TOK minibüslerinde. Bu durumun bireysel sapıklıkla, kişisel günahla, gözü kararmayla falan açıklanabilir yanı yok artık. Bu kolektif bir düşüncenin ürünü cinayetler. İktidarın kadını aşağılayan her adımının günlük hayatta yansımasi bunlar. Memleketin el birliğiyle zeminini hazırladığı olaylar. Sokakta kadın dövmenin normalleşmesinden başlayıp, tek başına gezen her kadının tehdit altında olduğu, yolda yalnız yürümekten korkar hale geldiğimiz bir dönem. Ama durun, iç güvenlik yasası çıkıyor, "sık ulan sık"çı polisimiz bizi koruyacak! Özgecan'ın ve anıtsayac.com'a giren her kadın cinayetinin müsebbibi, Türk halkının vahşi iradesi ne yazık ki.
Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu. Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar. Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek. Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta
Yorumlar