Ana içeriğe atla

On Beş Dakikalık Maç

Maçın ilk yetmiş beş dakikasını neden oynamıyoruz? Giresun, Alanya maçlarında donukluk, savrukluk, inançsızlık... Bu maçın son on beş dakikası kalana kadar aklımız nerede?

Bolu yetmişinci dakikaya doğru sonra fizik olarak düşmeye başladı. Ünal hocanın müdahaleleri yerinde ve zamanındaydı. Adam akıllı ilk pozisyonumuz olan Özgürcan'ın ceza sahası içinde sırtı dönük kontrol edip dönerek kaleye gönderdiği şutun pası Timur'dan geldi. Bu pozisyondan sonra ataklarımız arttı. Özellikle Hüseyin sağ kanada dinamizm getirdi. Ortaladığı topta son haftaların suskun ismi Oğuzhan'ın dürtmesini kaleci ve direk önlerken kanatlardan aşamadığımız Bolu'yu arkaya attığımız bir topla -Hakan uzattı sanıyorum- avlayabildik. Timur haftalar sonra dönüşünü golle müjdeliyordu. Formanın altına da "şüphesiz Allah her şeyi bilen ve haberdar olandır" (Hucurat -13) ayetini yazmıştı.

Ünal hoca "genç çocuklar" kavramı üzerinden gitmiş. Destek istemiş. Destekse sonuna kadar destek oluyoruz, olacağız. Genç bir takımız, kabul. Ama buralara bu arkadaşlarla geldik. Hoca aslında bu maça ilişkin değil, sezonun belki son altı - yedi haftası için peşinen konuştu. O günlerin stresi sıkıntısı daha fazla olacak. Genç kardeşlere destek daha da fazla gerekecek. Bir şekilde tüm camia olarak üstesinden gelmemiz gereken bir yükün altına gireceğiz. Başarabilirsek sonu şampiyonluk olacak.

Maçın özetine buradan ulaşabilirsiniz.

Timur, Tayfur ve Hüseyin'in dönüşleri pek muhteşem oldu. "Neredesiniz be birader" dedirttiler. Darısı Yiğitcan'a olsun.

Umut Gündoğan süratle takımın ahengine katılsa pek güzel olur. Kiralık demek misafir demek değil. İyi oynamanın sırrı iyi arkadaş olmakta bence.

Beykan, iyisin, hassın, yer yer isteklisin yer yer kafana göresin. Fenerbahçe'ye şampiyonluk yaşamış oyuncu olarak dönmek istiyorsan bir tavsiye: Pozisyonun içindesin veya değilsin. Top iki adım ötende. Faul itirazında bulunuyorsun. Sen topa küsüyorsun, arkanı dönüyorsun, hakeme bir şeyler diyorsun. Top iki adımda halbuki, almaya çalışsan ya. Giresun maçında da faul yaptılar diye topu bıraktın iki pozisyonda. Çok zor kazanılıyor o top, kolayca bırakma. Bu maçın on dördüncü dakikasından bahsediyorum. Müsait zamanında izlersen sevinirim.

Attamah'a ayrı paragraf. Hem savunmada hem ileride iyi işler yaptı. Sahanın en çok koşanlarındandı. Ünal hocanın bankolarından ve takımın ağır işçilerinden. Her geçen gün kendine daha çok güveniyor. Takım arkadaşları da ona daha çok güveniyorlar. Bu hafta da sahanın nispeten iyilerindendi.

Rakiplerin ikram yarışına giriştiği haftada kazanan olduk. Haftaya gidilecek Kayseri deplasmanı hem zirve mücadelesinin hem de Adana'daki maçın rövanşı anlamında pek çok şeye gebe olacak. "Gurbette Demir Gibiyiz" ve "Yıkıla Yıkıla" yine yollara düşecek gibi görünüyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...