Hişt hişt geliyor, gümbür gümbür ediyor yollar, zemin titriyor içimiz gibi, demir kanatlı katarlar mavi-lacivert lokomitifin ardından dağları tepeleri aşıyor. Hiç gelmez sandığımız, sesini duyup da kendini göremediğimiz mavi-lacivert şampiyonluk ufukta beliriyor. Gün gelir bu dertler biter diyen Demirsporlu, kolları koparcasına kazana kömür yüklüyor, ateş harlanıyor yürekte, geliyoruz vakit tamam diyor! Ha gayret makinist, şapkanı iyice yerleştir kafana, kıs gözlerini, o tepelerin ardında seni bekleyen on binler var, lokomotifin kazanı gibi dolu ve ateşli yürekleriyle heyecanla seni bekliyorlar...
Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...
Yorumlar