Ana içeriğe atla

Beko'dan Özür Bekliyoruz

Biz de Beko reklamının bizi rencide ettiğini düşünüyoruz. Sportif olarak başarısızlığın hazımsızlığı değil bu. Öyle olsa, hazımsız olsak her ortamda bunun yaygarasını kopartırız. Ancak geçmişle böyle bir sorunumuz yok. Rövanşta 1-1 berabere kalmıştık zaten.

Sonuçta bu golleri biz yedik. Sahada yenilmekten çok daha büyük acıları çekti bu camia. O yüzden on gol yemek koymaz bize.

Ancaaak...

Bu başarısızlık ya da başarı üzerinden reklam filmi çekip, bunun ekmeğini yemeye gelince "orada bir dur kardeşim" diyeceğiz elbet. Bu beni üzer, rencide eder. Yarama tuz basıp, üzerimde tepinip kendinize efsaneler yaratırken bana buzdolabı da satmaya kalkarsanız, en kibar ifadeyle "oha, yavaş" derim.

Dolabınızı almıyorum, ütünüzü de. El blendırınız da sizin olsun. Bu zamana kadar yerli malı felsefesi ile evimizi doldurduk, ürünleri beğenerek kullandık ama kalkıp bizi çiğneyin demedik.

Beşiktaş kulübü yönetimi bu reklam filmine onay vermemeliydi. Hiçbir takımı küçük düşürme ihtimali içeren bir reklam filmi çekilmemeli.

Mavilacivert.com'un kampanyasını destekliyoruz. Reklamın hala yayındaysa kaldırılmasını, camiamızdan özür dilenmesini istiyoruz.

Amacımız cadı avı değil, vandallık değil. Demokratik, saygılı, dozunda bir tepki göstermek. Twitterdeki etiketi takip etmek de yerinde olacaktır.

Kafasında soru işareti olanlar için şu soru gayet belirleyici olabilir:
Eyyy Beko (böyle daha etkili oluyor), eğer Fenerbahçe'ye sponsor olsaydın "biz bu forma ile ezeli rakibimize altı gol attık" diyebilir miydin, diyemez miydin?"

Bunun cevabı belli. Adana'yı bu kadar hafife almayın ağalar, almayın.

Protesto metni, www.mavilacivert.com giriş sayfasında bulunmaktadır.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...