Ana içeriğe atla

İyi Yaptığımız İşler

4 hafta 10 puan toplayarak üç yıllık 1. lig maceramızın en iyi başlangıcını yaptık. Hele ki iki deplasman üst üste kazanmak geçen sene hiç yapamadığımız bir işti; bir önceki sezon ise ilk yarı 7. ve 9., ikinci yarı ise 26 ve 28. haftalarda iki kere yapmışız. Deplasman galibiyeti böyle dengeli liglerde her zaman önemlidir.

Ligin zor maçları başlıyor. Gerçi Alanyaspor'un kupa maçı dahil sadece bizden gol yediğini ve toplam 11 gol attığını görüyoruz. Şimdi Kayseri karşısında, lige istedikleri gibi başlamayıp teknik direktör değişikliği yaşasa da 1. ligin bu sezonki en iyi kadrolarından birine sahipler, bu ivmenin devamını bekliyoruz. Sonrasında Adana derbisi var ve ardından yine iddialı bir ekip Antalyaspor ile oynuyoruz. Alt ligden çıkanlarla, üst ligden düşenlerle arka arkaya oynamak ilginç oldu. Adana'da geçireceğimiz üç haftalık süreçte, Sandıklı'yı da eleyip kupada gruplara kalırsak, gelecek adına daha net konuşabiliriz. Bu noktada Şimşekler Grubu'nun yerinde açıklaması ve erken havaya girmeme uyarısı yerinde. Geçen yıllarda da üçer-dörder haftalık galibiyet ve mağlubiyet serileri yaşamıştık; inişli çıkışlı bir takımız. Yine de Adana'da ekim ayı güzeldir; güzel bir sonbahar olması için iyi yaptığımız işleri daha iyi yapmamız gerekiyor.

Bunların başında orta saha direncimiz geliyor. Rakiplere kolay pozisyon vermedik, geride Yiğitcan'ın etkili oyununa önlerinde Hakan, Hüseyin, Alaattin üçlüsünün bozmadan devam etmesi gerekiyor. Hatta Hakan'dan daha fazla çaba görmek istediğimizi söyleyebilirim. Tecrübesini daha fazla göstermesi gerekli, sezon başından beri belki küçük dokunuşlarla önemli işler yapıyor ama biz onun saklanmadan oynamasını ve daha hareketli olmasını bekliyoruz. Aynı şekilde Alaattin, iki sezon üst üste şampiyonluk yaşamış bir isim olarak geçen seneki Efe'nin liderliğine daha fazla bürünmesi gerekli. Yoksa bu oyuncuların yine geçen seneki Birol hayalkırıklığını yaşatmasını istemiyoruz.

Bu sezonun bence en dikkat çeken oyuncusu Tayfun. Gençlerbirliği'nden kiralık genç oyuncu belki de kimsenin beklemediği ölçüde takımı ileri taşıyan isim oldu. Yine geçen seneyle karşılaştırmak gerekirse kanatlardan Mehmet Eren'in ya da Erçağ'ın bindirmelerine benzer bir iticilik görüyoruz onda. İlk hafta oynamadı, ardından onun ilk 11'de olduğu maçları kaybetmedik. Genç ve kiralık kontenjanından Beykan'ın da bir an önce iyileşip dönmesini ve takıma enerji vermesini umuyoruz.

son iki hafta takıma giren ancak hemen adapte olup olumlu katkı sunan tecrübeli Ali Tandoğan'ın performansını koruması da önemli. Sezon başı olduğu için henüz 90 dk yı çıkarabilecek gibi görünmüyor ama Tayfun-Ali Tandoğan işbirliği bu seneki ana motorumuz olabilir. Tanınmadığı için performansı soru işareti olan Oğuzhan da kumaşının iyi olduğunu hemen belli etti. Bolu maçında gol atamasa da ileriyi karıştırdı ve paslaşmaları hep olumluydu. Takımın koyu renkli çocukları Attamah ve Mulenga, ileride ve geride üstlerine düşeni yaptılar. Attamah'ın Bolu maçında kimsenin anlamadığı kırmızı kart dışında bir hatası olmadı diye hatırlıyorum. Mulenga ise yavaş yavaş kendini buluyor. Geçen sene Rostand'ı iyi besleyememiştik, ama bu yıl forvetimize daha iyi top getiriyoruz; onun işi de bunları çizgiden geçirmek. Mulenga, bu yıl 15 gol barajını zorlamalı.

Orta sahada daha Hurşut'tan hiç verim alamadık, onun da devreye girmesi lazım ve kendini biraz gösteren ama sinir harbine yenilen Cumali de aynı şekilde orta saha direncimiz açısından önemli.

Takımın  durumunda Ünal Hoca ve ekibinin katkısı büyük tabii ki; kadro bir kaç isim dışında yeni kurulmasına rağmen onları kısa sürede iyi konuma getiren onlardı. Umarız aynı disiplin ve takım olma ruhu devam eder. Sadece Ekim değil bütün sezon güzel geçsin...


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.