Ana içeriğe atla

Mali Değerlendirme -2

İlk yazıda kulübün lisans alması sorununa değinmiştik. Bu yazıda ise yönetimin mali yapısı hakkında fikir beyan etmeye çalışacağım.

Selahattin AYDOĞDU'nun canlı yayında eski sponsor desteğinin olmadığını ve ilaveten yönetimin belediyenin desteği olmaksızın yürütülmesinin zor olduğunu açıklaması ile aynı zamanlarda Adana Büyükşehir Belediyesi spor fonu uygulamasına son verileceğini açıkladı.

Bu husus Demirspor'un belediyelerin elinde oyuncak edilmesinin önüne geçmesi açısından olumlu olmakla birlikte mevcut borç yapısı içinde ödemelerin nasıl çevrileceği hususunda da kuşkular uyandırdı. Bir ara sosyal medyada otopark gelirlerinin takımımıza aktarılması temennisi ile bir kampanya başlatıldı. Yürekten desteklediğimiz bu kampanya hedefine ulaştı mı bilemiyoruz ancak yıl içerisinde belediyeden aktarılan kaynakları sadece otopark gelirleri ile telafi etmek mümkün değil.

Yönetimin maddi yapısı bende bazı soru işaretleri uyandırıyor. Elektrik faturalarının uzunca bir süre ödenmemesi, futbolcuların alacaklarının ödenmemesi ve bu suretle serbest kalmaları bir noktaya kadar Selahattin AYDOĞDU yönetiminin eski yönetim anlayışına gösterdiği sessiz bir tepki olarak değerlendirilebilir.

Ancak elde tutulacağı söylenen Juninho'nun başka bir takımın forması ile görüntülenmesi ve yine anlaşıldığı söylenen Nurettin'in başka bir takım ile anlaştığına yönelik haberler çıkması mali yapı açısından sıkıntıların olduğu izlenimi uyandırıyor.

Diğer taraftan futbol piyasasının bilindik iki ismi olan Ünal KARAMAN ve Samet AYBABA'nın takıma getirilmesinin de -ortada paranın önüne geçen ciddi dostluk bağları yoksa- önemli bir maliyetinin olduğunu sanıyorum. Öte yandan futbolcuların kayda değer bölümü ile yollar ayrıldı. Bu demek oluyor ki; yine fazla sayıda transfer yapılacak. Bunun da bir maliyeti olacak. İlerleyen dönemde peşinatı olacak, primi olacak.

Yılda yaklaşık 2 milyon TL gelir getiren (aylık 250 bin TL X 8 ay) iddaa gelirleri zaten bizim değil, eski yönetimlerin. 41 tane icra dosyası olduğu belirtildi. 

Bu tabloda yönetimin kamudan sakladığı bir projesi veya bir kaynağı olmak zorunda. İşin içinden çıkmak mümkün görünmüyor. Yönetim aradaki farkı cebinden koysa buna temlik koyacak, sezonu neresinden baksak 4 milyon TL borç artışı ile kapatacağız gibi görünüyor.

Kombine gelirleri, forma gelirleri, kongre üyeliği aidatı gelircikleri, olursa otopark gelirleri, ve hatta Türkiye Kupası ve maç yayın gelirleri tüm bu yükün altından kalkmaya yeterli olamadı bugüne kadar. Kredi kartı projemizi halka açamadık. Katılım sağlayamadık. Nesine.com üzerinden çok fazla oyun oynandığını ve kulübe gelir kaldığını da sanmıyorum. 

Hocaların şampiyonluk söylemlerini dile getirmesi, şampiyonluğun güçlü ve genelde maliyetli kadro gerektirmesi de gelirine göre harcama ilkesinin uygulanabilirliği açısından şüpheler uyandırıyor. Oysa gönlümden ortalara oynayan ama iskeletini oluşturan ve borç yükünü azaltan bir takım ve yönetim geçiyor. Bence asıl savaş ekonomik alanda verilmeli ve borçların azaltılması şampiyonluk gibi değerlendirilmeli.  

Tüm bu tabloyu göz önünde bulundurduğumda, yönetimin açıklamalarının da çok yetersiz olduğunu dikkate alarak geleceğe pek iyimser bakabildiğimi söyleyemeyeceğim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.