Ana içeriğe atla

Seçim Öncesi

Seçim öncesi, benzer cümleleri tekrarlıyoruz: Geçmiş hatalarından dolayı henüz çıkıp herhangi bir özür dilememiş, hataların bundan sonra da tekrarlanmayacağına dair tek bir güven verici söz etmeyen aday-adaylarının Demirspor'a kazandıracağı bir şey yok. En fazla 6 aylık bir kadro kurulup devre arasına kadar idare edilir, sonra yeniden olağanüstü kongreler... Belediye başkanının kuracağı yönetimler, başkanın canı sıkılıp bıraktım bu işleri diyeceği noktaya kadar gidebilir. Aytaç Durak'ın bir küs bir barışık hallerini hatırlayın. Kendi gücünü tesis etmek için arada bir Demirspor'u kullanmaktan başka bir şey değildi yaptığı.

Aydoğdu'nun tıpkı ilk adaylık sürecinde olduğu gibi, ağırlığını koyup yarışa girmemesi de ayrıca hayal kırıklığı. Yönetimini aklamak için önünde bir şans varken net bir açıklama yapmadan kenara çekilmesi, eleştirilerle çarpışmaması ona güvenen taraftarı yarıyolda bırakması açısından kötü oldu.

Demirspor en karanlık günlerinde değil. Bugün kötüyse Fırat Üniversitesi ile, Kozan'la, Cizre ile maç yapılan günler neydi? Yarın umarız ki bir başkan seçilir ve bu kötü günlere yeniden gidişin önü açılmaz.

Daha önce de yazdık; biz Demirspor'u yönetimleri-başkanları için sevmedik. Başkanı yönetimi kim olursa olsun tribünlerde yerimizi alacağız. Kişilerle derdimiz yok. O yüzden herhangi bir korkumuz (twiterda yazıldığı gibi "yusuf yusuf" durumu) yok. Kimseyle doğrudan ya da dolaylı bir bağlantı içinde olmadığımız için rahatız. Bugüne kadar herkesle oturup konuştuk; sözümüzü rahatlıkla söyledik; bundan sonra da böyle olur.

Kongre'ye 24 saat kala hala bir kişinin çıkıp şunları bunları yapacağım diyememesinin üzüntüsünü yaşıyoruz. Ama hepimiz kötü yönetimlere alışığız. Belki de Demirspor sevgimiz, "onlara rağmen" ayakta kalmamızdan kaynaklanıyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.