Ana içeriğe atla

Dünya Kupası

Dünya Kupası başladı. 4 yılda bir futbolun küresel çapta en şenlikli en renkli zirvesi bu yıl bizim için pek havaya giremediğimiz bir döneme denk geldi. Hem memleket meseleleri hem Demirspor dertleri derken, Dünya Kupası'nın havasına girmek pek mümkün olmadı. Ben kişisel olarak grupları bile geçen gün öğrendim. Herhangi bir favorim, desteğim yok. Tabii ki her zaman renklerinden ve geçmişinden ötürü Arjantin'e, İtalya'ya bir sempatiğimiz vardır. Ama daha çok sürprizler ilgimi çeker. Farklı formalar, farklı tasarımlar görmek mutlu eder. Daha önceki kupalarda İsveç'in, Hırvatistan'ın, Gana'nın ve Türkiye'nin kattığı renklerin benzerlerini bekliyoruz.



Kupanın saha dışındaki yönü ayrıca dikkate değer; Brezilyalılar uzun süredir Kupa için harcanan paraların kamusal yaşama, sağlığa, eğitime, barınma ve ulaşıma ayrılmasını savunan eylemler yapıyorlar. Fifa'nın yönettiği bu organizasyonda harcanan paralar, oyunun ötesine geçen gösteri merakı, organizasyonun yapıldığı ülkelerdeki gelir adaletsizliğini, yaşam farklarını ve yoksulluğu daha da öne çıkarıyor. Statlar için evlerinden edilenler, mahallerinden kovulanlar, öldürülenler, göz altına alınanlar da cabası... Oyun'u sevsek de saha dışındaki oyunlar bağlılığımızı zedeliyor; biliyoruz ki işin rengi sahadaki gibi şenlikli değil.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti

Demirspor Taraftarı Ayakta

 Adana Demirspor taraftarı, kendisini küme düşürmekle tehdit eden eski Başkanlarına karşı yaptığı açıklamalarla tavrını gösterdi. Umut Düşkün'ün başlattığı açıklama silsilesi, Şimşekler Grubu 'nun diğer liderleri, Ankara Tayfası , İzmir Tayfası ve diğer oluşumların net tavırları ile güçlendi. Ortak ses, kimse Demirspor'dan üstün değildir ve Demirspor tribünüyle vardır şeklindeydi. Yıllardır alt liglerde mücadele etmiş bir camiaya bu tehdit sökmedi.