Ana içeriğe atla

Fatih Otluoğlu Röportajı

Haberads sitesinin yöneticimiz Fatih Otluoğlu ile yaptığı röportajı bölümler halinde okuduk.

Demirspor taraftarının yıllardır dile getirdiği sorunların tamamı yöneticimiz tarafından da dile getirilmiş. Mali yapı, bütçe, altyapı, transfer politikası, kurumsallaşma, reklam gelirleri hususunda genel bir bilgilendirme yapılmış. Her ne kadar yapılan açıklamalar kulağa hoş gelse de bana kalırsa bahsedilen sorunların Demirsporun alışılagelmiş kulüp yapısıyla nasıl çözüleceğinin belirtilmemesi projeleri temelsiz bırakmış. Konuya örnek vermek gerekirse; sezon öncesi bütçe oluşturulmasının gerekliliğinden bahsediliyor bu konuda hemfikiriz ancak temliklerden başka varlığı olmayan, belediyenin spor fonuna mahkum edilmiş bir kulüp yapısında bu bütçenin nasıl oluşacağından bahsedilmiyor. Sponsorluklar, forma reklamları bir gelir oluştursa da bütçeler içerisindeki payı %10'u geçmiyor. Yönetimin kısa vadede tek bir yerden uzun vadede borçlanmadan, parçalara bölünmüş ve şişirilmiş olan borçları kesintilere giderek ödemeden ayakları yere basan bir bütçe oluşturması makul görünmüyor. Altyapıya bir haftalığına eğitici getirilebilir, oyuncu izlemesi için scout görevlendirilebilir ama bunlar meselenin ancak tali sorunlarını çözmek olur. Altyapının konaklaması için federasyondan gelip gelmeyeceği kaynağı beklemek yerine bünyesinde 6 adet sahayı barındıran tesise altyapının ana sorunu olan konaklama binasını yapmak, yurt içinde kısıtlı imkanlar ile bu işi başarmış olan kulüp tecrübelerinden yararlanmak temel sorunları giderecektir.

Özetlemek gerekirse hepimizin yıllardır hayalini kurduğu ve herkesten çok istediği, mali disiplin, altyapı, kurumsallaşma, ek kaynaklar vb. konularda yönetimin arayış içerisinde olması, imkanları dahilinde profesyonel kurumlardan yardım alması ve bu sorunlar ile ilgili yönetimin kafa patlatması sevindirici. Yazıyı yazmamın nedeni asla yapılanları ve düşünülenleri değersizleştirmek değildir. Düşüncelerin hepsine katılmakla birlikte kulüp şartlarının değerlendirilerek, sorunların öncelik sırasına konularak, bir planlamaya gidilmesinin doğru olacağı düşüncesidir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...