Daha matematiksel olarak kümede kalmayı garantilemedik; ama yönetim savaşları takımın durumuna bakmaksızın başladı görünüyor. En azından ligin sonunu bekleyip bir muhasebe içine girilebilirdi. Takımın şu kritik iki maçı öncesi eleştiriler zamansız gibi görünüyor. Aydoğdu yönetimine destek veren önceki yöneticiler bu desteklerini çekmiş görünüyor. Aydoğdu yönetimini eleştirecek noktalar elbette var; her zamanki gibi maddi meseleler başta geliyor. Eskinin analizini yapmadan, yanlışlarını ortaya döküp temize çekmeden sadece bu bir kaç ayı değerlendirmek doğru bir yaklaşım gibi görünmüyor. Bu eleştirileri kesin olarak ligte kaldıktan sonra yapalım.
Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...
Yorumlar