Ana içeriğe atla

Nuh Taş - Balıkesir Deplasmanı

Deplasman yollarının çilekeşlerinden Nuh Taş kardeşimizin Balıkesir maçına dair izlenimleri... Ellerine, emeklerine sağlık kardeşim. Bu yollar şampiyonluklara da çıkar elbet...


Taş biraderler olarak Mavilacivert tutkumuz Balıkesir deplasmanı heyecanı ile ateşlenmeye başlamıştı yine.  Seriye bağlayan MaviŞimşeğimizi yalnız bırakmayacaktık. Formalarımız, atkılarımız ve ‘’Yıkıla Yıkıla’’ pankartımız hazırdı. Aşk ile Düş ile Sevda ile yollara düşme vakti gelmişti.  Gecenin 12sinde Aşti de üzerimizde formalarımız yollardayız… Balıkesir otogardan şehir merkezine dolmuşla indik. Mavilacivert heyecanımız bizi ele veriyor ve Balıkesir 66 Gençlik Taraftar Grubundan Bülent Söğüt abi ile tesadüfen tanıştık. ‘’Maça mı gençler?’’

Tarihi Zağnos Paşa Camii’nin hemen yanındaki Kanaat Lokantasında pideli paça çorbasından sonra yine caminin diğer yanındaki Çınaraltı kahvesinde taze demlenmiş çaylarımızı yudumlarken Bülent abi ile şehir takımlarının genel sorunları temalı sohbetimize başlıyoruz. Yöneticilerin taraftar ile olan iletişimsizlikleri, finansal sıkıntılar ve eksiklikler, şehir-takım bütünleşmesi, arşivcilik, diğer takımların taraftarları ve taraftar grupları ile olumlu olumsuz iletişimleri…  66Gençlik Grubunun kahvaltı daveti üzerine sohbetimize grubun toplandığı çınar kafe de devam ediyoruz.


Taraftar olmayı anlamlaştıran, zenginleştiren en önemli unsur rakiptir yani karşı takım.  Bu nedenle rakibe saygı önceliktir,  öncelik olmalıdır. Kendine takımına duyduğun sevgi rakip takım için nefrete dönüşmemelidir. Hem içerde hem deplasmanda. Sadece sahada ki başarıya odaklanmış bünyelerdeki fanatizm futbolun güzelliklerini elbette göremeyecektir. Sadece  tutkunu olduğumuz renkler farklı. Geri kalan herşey futbol ve renklerin kardeşliği.  Fatih ile beraber  mesafeleri göze alıp sadece arma için düştüğümüz Balıkesir deplasmanında futbolun insanları nasıl yakınlaştırdığını gördük. Bize gösterilen saygı ve sevgi Adana Demirsporlu olmanın gururunu ve onurunu bir kez daha yaşattı. Anladık anlattık. İşte futbolun güzelliği. Herhangi bir yerde karşılaşıp muhattap olma gereği duymayabileceğiniz insanlar size kuş sütü eksik bir kahvaltı masası hazırlayabilir. Hiç çekinmeden en yakın arkadaşları ile tanıştırıp sohbetlerine ortak edebilir.  Sonra aynı arabaya binip karşı trübünlerde aynı maçı izleyip renkleri farklı takımlar için avazınız çıktığı kadar bağırken buluverirsiniz kendinizi. Nasıl da eğlenceli bir hal alır bu futbol.  Dikkat etmeniz gereken şey içinizdeki futbol sevginizin fanatizme mağlup olmamasıdır. Kitle psikolojisine uyup her duyduğunuz tezahürata ve olaylara müdahil olmamanızdır. İşin aslı bana göre tribün kültürü dışarda başlıyor. Bu kültürü içerde de devam ettirmek elimizde… 


Balıkesir deplasmanı güzel dostlukların başlangıcı oldu.  Biz karşılıklı olarak taraftar olmanın gerekliliklerini yerine getirdik. Spor adına dostluk ve kardeşliğimizi pekiştirdik. Dileğimiz bizim Balkes’lerle  yaşadığımız bu ortamı tüm taraftarların yaşaması ve bu ortamın samimiyetini anlaması, hissetmesidir… 


Maç sonrası teknik analizi Mustafa Abi yaptı. Fatih kardeşim de deplasmanın hakkını veren bir yazı yazdı. Benim payıma da bu yazdıklarım düştü.


Velhasıl;

Deplasmandan galip dönüp sevinmek de var, mağlup olup hüzünlenmek de. Mavi Şimşeğimiz Balkes’leri  yenseydi mutlu dönecektik evimize. Olmadı. Evet, ‘’YıkılaYıkıla’’ çok güzel yenildik. Yine de mutluyuz biz ve umutluyuz. Mağlup olsak da sevdamızı büyütüyoruz. Elbet birgün bu hüzünlü deplasman dönüşleri şampiyonluğa yol olacak. Diyoruz ya; Herkes bizden iyi oynayabilir, ama kimse bizim kadar inanamaz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.