Ana içeriğe atla

Geç Olsun Güç Olmasın

Bazı teknik sorunlar nedeni ile (bilgisayar başında bulunmama gibi) Tayfamızın yeni çizerlerinden Fatih'in Gaziantep Büyükşehir Belediyespor maçına ilişkin gecikmeli yazısını paylaşamamıştık. Keyfimiz yerinde,neşemize neşe katacak yazıyı aynen alıntılıyorum. Eline sağlık Fatih.
 
"Maçtan bir hafta sonra yazıyorum. Geç kalınmış bir yazı ama tarihe yine de bir not düşmek istedim. Maçın havasına 2 gün önce girdim. Adana Demirspor’umuzun rahat bir maç izletmeyeceğini bile bile, bunca acıya bunca kedere rağmen, hem benim, hem de Demirspor’un ilk deplasman galibiyetini almak için gittim. Yazdan kalma bir günde Mavi Lacivert formam ile şehri turlarken hem Gaziantep’in hem de Şanlıurfa halkının Adana Demirspor'a olan sempatisi beni gururlandırdı. 2 gün içinde birçok kişiyle futbol muhabbetimiz oldu.2001 yılında Gaziantepspor şampiyonluğa koşarken Celal Doğan'ın “Şehir şampiyonluğa hazır değil” açıklamasıyla futboldan soğuyan bir şehrin feryadını dinledim. Bir çok kişi ilk yarı 3-0 öndeyken 4-3 kaybedilen maçı hala unutamamış, maç hala zihinlerde. Sergen Yalçın'dan ise beklenti büyük. Şanlıurfa'da ise Şanlıurfaspor’un sarı şimşekleriyle Manisaspor maçından sonra karşılaştım. Kaybedilen bir maç sonucu moraller haliyle bozuk. Kendi hallerine bırakıp yoluma devam ediyorum. Kısa bir Balıklı Göl turundan sonra Antep’e geri dönüyorum.
 
Maç günü erken kalkıyorum. Sabahın köründe ciğer yiyebilen canlılar olarak kahvaltıyı da ızgara ile yapıyorum. Kebapçı Mehmet ustamız bize Adana’yı tavsiye etmiyor. “Memleketinden geliyorsunuz size saygısızlık etmeyelim” diyor. Şehir bizi saygıyla karşılıyor. Stad çevresi mavi çocuklarla dolmaya başlıyor. Maçın başlamasına 5 saat falan var. 5 Ocak mabedinde bilet kuyruğuna alışmış olan taraftarlarımız burada da kuyrukta beklemeye başlamış bile. Maçın heyecanıyla müze gezmelerini çok sevdiğim halde Zeugma antik müzesi ilgimi bile çekmiyor. Meşhur “Çingene kız” mozaiğinin küçücük bir şey çıkması bile şaşırtmıyor beni. Aklım maçta. Stada döndüğümde her yer mavi, her yer lacivert. Çok geldik Kamil Ocak'a sığmadık. Güvenlik pankartı kontrol etmeden içeri alıyor. Pankartımız asıp maçın havası giriyorum. İlk deplasman galibiyetini almak kolay olmayacaktı elbet. Bağırıyorum avazım çıktığı kadar. Marşlarımız  alemde tek olan Şimşekler Grubu'muzun önderliğinde statta yankılanıyor. Ve Mehmet Eren Boyraz 1-0… Ama rahat değiliz. Başımıza gelecekleri bildiğimiz için "iki gelsin iki" diye bağırıyoruz. Sabırsızız. Miyop astigmat gözlerimle görmediğim, nasıl olduğunu anlamadığım bir penaltı ile golü yiyoruz. Vakit geçiyor, ruhumuz daralıyor golü bekliyoruz.
 
Son dakikalarda mağlubiyete ve beraberliğe alışmış bünyem Yine mi “Yıkıla Yıkıla” derken, tanımadığım insanlarla sarmaş dolaş gol sevinci yaşarken buluyorum kendimi. Ortalık fena karışıyor. Stadın telleri yıkılıyor. Atilla Aybars. İşte 90+3'teki Aybars’ın golü binlerce kişinin emeğinin karşılığıydı. Binlerce yüreğin şampiyon olmuşçasına futbolcularla kucaklaşmasıydı. Acı çektik, "gün gelir bu dertler biter" dedik. Dertlerin bitmesinin temennisiydi 90 +3. Gaziantep’te televizyonlarda yayınlanmayan bir şampiyonluk yaşadık. Yaşa Var ol Adana Demirspor…"

Yorumlar

yavuzy dedi ki…
Zeugma müzesi'inde çingene kız figürü sanırım oradaki en geride kalan şeylerden biri ama sunumu çok güzel olduğu için etkileyici; yoksa daha etkileyici işler var. Yazı için teşekkürler, eline sağlık, deplasman galibiyetleri her zaman daha güzeldir.
Unknown dedi ki…
Teşekkürler Yavuz abi.
mustava dedi ki…
Fatih eline, kalemine sağlık. Balıkesir'i de yazacaksın, unutma. :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.