Ana içeriğe atla

Aydoğdu'nun Adaylığı

Selahattin Aydoğdu, 28 Aralık'ta (çoğunluk sağlanamazsa 4 Ocak'ta) yapılacak olağanüstü kongrede aday olduğunu dün açıkladı. http://www.mavisimsekler.com/adana-demirspor/selahattin-aydogdu-kongrede-yonetime-talip-oldu.html#axzz2noNzB7DE

Aydoğdu daha önce, geçen sezon öncesi, Mehmet Gökoğlu'na karşı adaylığını açıklamış ancak daha sonra yarıştan çekilmişti. Gökoğlu'nun da çekilesiyle o seçimlerde Önder Serin başkan olmuştu ancak, Aydoğdu'nun başkanlığını isteyen Şimşekler Grubu ile de yıldızları barışmamıştı. Sezonun ilk haftalarında yoğun bir şekilde devam eden "yönetim istifa" kampanyasına rağmen Serin yönetimi görevden ayrılmamış ve sezon sonuda da takım play-off oynamıştı.

Aydoğdu'nun adaylığı önemli. En azından Demirspor seçimlerinin bir yarış içerisinde geçmesi gerekiyor. Demirspor yönetimine bu kez denenmemiş bir kişinin gelmesi açısından da önemli bir adım. Eğer yine çekilmezse bu kez Demirspor kongresinin, gerçek bir kongre olma ihtimali var.

Aydoğdu'nun açıklamasındaki maddelerde taraftara bağlı bir yönetime son vereceğini söylemiş; o cümlesini anlayamadım. Eğer kendisi de daha önce seçilseydi taraftara bağlı, onun desteğini almış bir yönetim olacaktı. Ayrıca, Demirspor yönetimlerinin taraftarla ilişki içinde olmasını her zaman arzuluyoruz. Galiba o metni kendisi yazmadı ve yazanalr da şimdiki yönetime destek verene taraftarların yönetimde etkili olmasına karşılar. Ama Aydoğdu başkan olursa onu destekleyenlerin de aynı şekilde işin içinde olacağı ortada. O yüzden bu cümle ya da vaat biraz havada kalmış.

Yorumlar

Unknown dedi ki…
taraftar yönetime müdahale etsin ama bi zahmet transferin nasıl yapılacağını söylemesin. onu teknik ekibe bırakmak en doğrusu yöneticiler bile transfer ypmamalı bence. aydoğdunun bu konuda ne kadar tecrubeli olduğu şüpheli eğer başkan olursa etrafındakilerden çok etkilenecektir.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...