Dün öğretmenler dayak yedi yine devletten. Çünkü onlar eğitimin tektipleştirmesine karşıydılar. Karşılarındaki "uniform", tektip kıyafet tektip kafa onları anlayamazdı. Tıpkı Gezi'deki çeşitliliği anlayamadığı gibi. Tektipleşmeye boyun eğmeyen öğretmenlerimizi hala hatırlıyor ve seviyoruz, diğerleri ise geçmişin karanlığında kaldılar. Aslında 5 Ekim olan ama12 Eylül'ün 24 Kasım'da kutlanmasını uygun gördüğü Öğretmenler Günü de dünkü gadiseyle birlikte, eğitimin tek başına bir anlam ifade etmediğini gösteriyor.
Demirspor bu; her an her şey mümkün. Oyuncular değişse de hem dibe vurup hem son saniyeye kadar heyecan yaşatmak geleneği değişmiyor. İstanbul'da İnönü'de 3-0'dan maç çevirmek büyük iş. Takımın gerçek gücünü gösterdiği, belki de sezona merhaba dediğimiz maç oldu... Balotelli beklediğimiz patlamayı yaptı; İstanbul' da olması tesadüf değil. İlk yarıda acemice hatalar, Sinan ve Ferhat'ın dağılması, rakibin dalga dalga gelişini durduramamak can sıktı. Aslında kötü değildik ama rakip çok iyi başladı. İkinci yarı başında 3. Golü de yiyince moraller bozuldu. Ama işte Demirspor bu! Yaptı yapacağını... Rakibin oyuncu değişikliklerini lehimize çevirdik. 60. Dakikadan sonra Vargas ve Balotelli'nin şutları son dakikaya kadar umudu taşıdı. Assombalonga'nın dokunuşuyla 1 puana uzandık. Tebrikler, teşekkürler takım; devamı gelsin...
Yorumlar