Ana içeriğe atla

Haberads Üzerine...

Uzun süreden sonra ilk kez internetten, dünyadan kopuk bir tatil geçirdim ve kendi hayatıma geri döndüğümde yaklaşık 1 haftadır haberads.com isimli internet sitesinin yayınlarına ara verdiğini gördüm.
 
Açıklamalarında üzerlerindeki baskıyı artık taşıyamadıklarından bahsediyorlar ki, bu üzerinde düşünülmesi gereken bir olay.
 
Adana zor bir memleket, iyi veya kötü yapılan her şey, nasıl yapıldığına bakılmaksızın yine iyi veya kötü tepki bulacaktır.
 
Haberads'nin hakkını vermek gerekir. Ankara Tayfası olarak Adana'da spor medyasının yokluğu ile ya da var olanların niteliği ile nasıl da savaştığımızı bir biz biliriz. Haberads, şu anda pasif olan sporçukurova gibi Adana spor medyası adına çok önemli işler çıkaran bir site haline geldi. Bir ilgi odağı oldu. Kaynaklara erişim açısından da bizlere ulaştırma açısından da iyi işler çıkarttılar. Belli dönemlerde bizlere de köşe yazarlığı teklif etme inceliğini gösterdiler. İzleyici olmayı tercih ettik. Şahsım adına sitenin iyi bir izleyicisi olduğumu söylemeliyim. Görüştüğümüz arkadaşlara site hakkında görüş ve önerilerimizi de ilettik. Haber ağırlıklı çalışmaları, yoruma daha az yer vermeleri gerektiği hususunda özellikle Yavuz'un telkinleri oldu. Bazı yazılarımızı da sitede yayınlama nezaketi gösterdiler.
 
İlgi odağı olmanın sıkıntıları da olacaktı elbette. Bu sıkıntılar haberlerin altına bırakılan yorumlarda kendisini gösterdi. Şimşekler Grubu'na eleştiride bulunmak isteyenler, çok takip edilen haberads'yi ve onun yorumlarını tercih etti. Demirspor Platformu'na eleştiride bulunmak isteyenler de aynı şekilde. Daha basite indirgeyeyim. Bize eleştiride bulunmak isteyenler dahi (yorumları yayınlıyor ve yanıtlıyor olmamıza karşın) bizim sitemiz yerine haberads üzerinden bize vurma yoluna gittiler.
 
Şahsımız adına yöneltilen eleştirilerin hangi platformdan geldiğinin -çok da önemli bir oluşum olmamamız nedeni ile- pek bir önemi de yok bence. Ancak her oluşumun olayları kendi açısından değerlendireceği de malum.
 
Öte yandan yorum kısmının zaman içinde sitenin haber ulaştırma misyonunu gölgede bıraktığı görüldü. İsimsiz cisimsiz sanal şahsiyetler kişi ve kurumlarda, kurumların yöneticilerinde ne şeref bıraktılar, ne haysiyet. Ne hırsızlıkları kaldı, ne yiyicilikleri. Anayasa ile dahi özgürlükler korunur, ancak demokrasinin sınırı, özgürlüklerin sınırı çizilmiştir. Kişilik haklarına zarar verecek bir özgürlük söz konusu olamaz. Bu açıdan haberads'de kantarın topuzunun kaçtığını gördük.
 
Sonucunda ne oldu? Güzel haberler yapma, Demirspor'u tarafgir haber bataklığından kurtarma amacı güden bir site, tam da bu amacını gerçekleştirmiş iken adsızlara, sanallara araç oldu. İşlerin içinde olmadığım için kişilerin amaçları hakkında yorum yapmayacağım.
 
Üstelik amaç grubu eleştirmekse veya yorum yapmaksa, amaç derdini anlatacağın bir mecra bulmak ise bunun için bir haber sitesine gerek yok ki. Tribündergi çok etkin bir platform. Bir yorum sitesi de kurulabilir. Kimse de neden kurdunuz demez. Bir forum sitesi de kurulabilir, kamuya açık olur, kimse neden oluşturdunuz demez. Ya da bunlar takma isimlerle oluşturulur. İnternet ortamında her şey mübah, mümkün zira. Mesele bu değildi, bence bunu göremedi haberads yetkilileri. Bu imkanlar varken, hele ki tribündergi çok ama çok etkin iken neden haberads üzerinden verilmek istendi mesajlar?
 
Sitenin yetkililerinin de söylediği üzere yaşananlar bir günlük bir hadise değil. Bir süreç. Nasıl bu sürecin yönlendiricisi iken figüranı haline gelindi? Yönlendiricisi olunmaya devam olunduğuna ihtimal vermek istemiyorum açıkçası. Bu süreç içinde de çeşitli arkadaşlarımız kendileri ile iletişim kurulduğunda düşüncelerini aktardılar. Daha fazla istifade edilmesini dilerdik, ama olmadı.
 
Ben haberads'nin kendi üzerinde oluşan baskıyı tüm yönleri ile değerlendireceğine inanıyorum. Bugüne kadar sundukları haberler ve köşe yazıları için ise kendilerine teşekkür ederim.

Yorumlar

yavuzy dedi ki…
Bu sorunu biz de yaşamıştık, yani yorum meselesinin kontrolden çıkma işini. O zamanlar internette üye olunmadan okunabilen tek sayfaydık. Yorumlar can sıkmaya başlamıştı. Ama bir şekilde yoluna girdi işler. Keşke her seferinde yeniden öğrenmek yerine geçmiş deneyimlerden ders almayı başarabilsek. 4-5 yıl sonra aynı sorunun tekrar yaşanması üzücü.
Metin dedi ki…
Merhaba Onur abi,
ben direkt site içerisinden olmasam da sürece bizzat tanık etmişliğim var.

Gördüğüm kadarıyla asıl mesela gelen yorumlar değil, tribünde saldırılara varan girişimler oldu.
yorumlar konusunda; bazı şahıslar özellikle bazı zamanlarda belirli grubu/yönetimi/derneği hedef alarak sistemli yorumlar yazmaya başladılar, haberads ekibi ilk başta küfür ve direkt hakaret içeren yorumlar dışındaki tüm yorumları yayınlama ilkesindeydiler ama bu şekildeki sistemli yorumları engellemek adına ilgili başlıktaki haberle alakasız yorumları yayınlamama kararı dahi aldılar.

Yorumları yayınlamak bir dert yayınlamamak ayrı bir dert, yayınlamadığın zaman taraftarın gözünde haberads'nin objektifliği kalmaz, yayınladığın zaman da herkes "herkes fikrini açıkça beyan etsin, kimse kimsenin fikrine karışmaz" demiyor, aksine haberads'ye telkinlerde bulunuluyordu.

Sokakta ve tribünde aklı başında olmayan adam çok; ekibin ve yazanların başına bir şey geldiği zaman bunun sorumlusu kim olacak, veya kimin ne hakkı var bu kişilerin ADS maçlarını tribünden izlemeye mahrum etmeye?

Çözüm şekli söyle olmamalydı, örneğin birisi geldi Ankara Tayfası aleyhinde veya asılsız şeyler yazdı, siz haberads'ye ulaşabiliyorsunuz, kardeşim o iş bildiğiniz gibi değil, yok öyle bir şey dersiniz ve haberads de sizin söylediğinizi yayınlamazsa o zaman haberads kabahatlidir. "Kapat lan o siteyi" demekle daha çok (tarafsız) siteler açılır kapanır. (kapanmasa bile büyük bir çoğunluğa ulaşamaz)

Ben işim icabı kullanıcı deneyimlerini/alışkanlıklarını da bilen biriyim, siteye yorum eklemek için üyelikdi/kimlik fotokopisiydi gibi şeyler getirilimez, getirilirse sitenin kendisi yazar kendisi okur.
Yazında da belitrriğin gibi internette ne yazık ki isimsiz takma isimlerle de platformlar oluşturulabilir ama o zaman isimsiz yorumları yayınlamaktan ne farkı kalır? Eğer o şekilde yayın yapmak mübahsa yorumları olduğu gibi yayınlamak da mübah değil mi?

çok fazla toparlayamadan yazdım, hatta üzerime vazife olamayn şeylere de değindim umarım tüm dostlar anlayışla karşılar.
Onur BİÇER dedi ki…
Metincim senin de yazdığın üzere aslında mesele yorumlar. Baksana açıklamayı temelde ona dayandırmışsın.

Bir de tribündeki saldırılara yer vermişsin. Olayın üzücü olduğunu belirtmiştik. Peki misal olarak söylüyorum, haberads'nin yorum kısmı olmasaydı, sadece haber veren bir formatta oluşturulsaydı tribünde aynı olay yaşanacak mıydı?

Tribünde bu üzücü olaya sebep olanlar kendileri hakkında bin türlü ithamda bulunulan yorumlarla muhatap olmuş olabilirler mi? Bu yorumların yapılmış olmasının tribün saldırısını haklı hale getirdiğini söylemiyorum, yanlış anlaşılma olmasın.

Bir diğer husus, Ankara Tayfası hakkında biri bir şey yazarsa haberads'ye Tayfa yazsın öyle değil desin, diyorsun. Her türlü eleştiriye cevap veren bizler için bile rahatsız edici bir durum. Birkaç sanal çıkacak bana sallayacak, üstelik benim de karşıma çıkmayacak, başka bir platformdan, sonra durup dururken ben de o platforma çekileceğim ve yanıt hakkımı kullanacağım. İsteyene blogumuz açıktı. Ama bu anlayış rahatsız edici.

Kaldı ki; asıl eleştirilerin odağında olan oluşumlar, çıkıp maratonads'nin mi ithamını yanıtlayacak? Kim maratonads, yanıt yok. İtham mantıklı mı? Mantık yok. İtham dayanaklı mı, dayanak yok. İtham aşağılayıcı mı aşağılayıcı. E bu ne oluyor sana biraz kabaca açıklayayım. "Ben sizi cinsel ilişki yoluyla elde ederim." şeklinde yazınca yayınlanacak, "seni bilmem ne yaparım" deyince yayınlanmayacak. Bunu demokrasi ile fikre sahip çıkmakla, özgürlükle açıklamak mümkün mü? Hala site açık. Şöyle bir bak Metincim yayınlanmış yorumlara. Neler var neler. Hangi fikir özgürlüğü bu?

Bunun adı bence şu oluyor: Bir adam diyor ki; ben bu oluşumlar kadar güçlü değilim. Ben bir bireyim. Bunları eleştirecek cesaretim yok. Ama kendimi gizlerim, bunlara da gıcığım ya ha babam sallarım. Haberads de diyor ki; gel kardeşim lafı olmaz. İşin tuhafı haberads dahi "gel kardeşim" dediklerinin kim olduğunu bilmiyor.

Belki öyle değildir ama ben dışarıdan böyle görüyorum.

Sanal platform konusuna gelince aslında aynı şeyi söylüyoruz. Diyorum ki; isimsiz cisimsiz sallamak isteyen sanal platform kursun. Neden ete kemiğe bürünmüş haberads'yi kullanıyor? Yazık değil mi, haberads yetkililerine? Sonuçta sanalın mı başı ağrıyor, haberads'nin bilinen yetkililerinin mi? Haberads neden hayaletlere köprü oluyor, kendi başını neden ağrıtıyor?

Biz de sanal yorum alıyoruz. Hiç alınmasın demek değil bu. Hatta isimle yazanların kaçının ismi doğru ki. Ancak yorumda seçiciyiz. Mülkiyet hakkımızı teslim etmiyoruz. Mülkiyet bizimse yorumu yayınlama hakkı da bizimdir. Babamla ilgili belgeli konuşsunlar yayınlarım. Ama kimseye hakaret ettirmem. Vurdurmam. Bekir ÇINAR'ın yorumunu reddettik biz burada, yayınlasak ona vurmamız gerekecekti.

Bir günde mi geldik bu noktaya, hayır, aynı sıkıntıları çektik. Sanalların oyuncağı olduk. Ama iki şey farklıydı. Sen haber sitesi olarak kuruldun, büyük iş yaptın, neden aslını gölgede bırakacak mecralara çekiliyorsun ki? Biz ise zaten düşünce oluşumuyuz, işimiz yorum. Sanallara muhatap olmamız doğaldı.

İkincisi bu arkadaşlar iletişimimizin olduğu arkadaşlardı. Kendilerini yaptıkları iyi şeyler için takdir ettik. Yanlış bulduklarımız için uyardık. Yorumlarda kullanmadıkları mülkiyet hakkını tenkitlerde kullandılar arkadaşlarımız maalesef ve site bizim, tenkitinize kulak asmıyoruz dediler. Demediler de uygulama ile bunu gösterdiler.

Maalesef bu duruma düşüldü. Ben dışarıdan olayları böyle görüyorum.
Unknown dedi ki…
bir site çok yorum alınca çok okunmuş olmaz sitelerde yazılan yorumların hep aynı isim tarafından hatta bazen sitelerin kendisi tarafından yazıldığını biliyoruz yorum sayısı eşittir ziyaretçi sayısı gibi bir denklem bu hatalara sebebiyet veriyor.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.