10.hafta sonunda düşme hattından 3 puan zirveden 10 puan uzakta olan bir takımdan sadece "başarısız" olarak bahsedilir. Geçen sezondan da 6 puan gerideyiz. Üstelik bunları daha çok para harcamış ve daha erken kurulmuş bir takım yapıyor. Istifa talep etmek artık bir klişe olmuş durumda. Istifanın ne sonuç getireceğinden şüpheliyim ama ortada başka yol yoksa mecburi istikamete girmek gerek. Bugüne kadar taraftar hiçbir yönetime ve hocaya göstermediği sabrı gösterdi. biz de yazılarımızda hep temkinli olmayı seçtik ama şugerçek ki bu başarısızlık için Yücel Hocaya ihtiyaç yoktu, herkes bu 11 puanı toplayabilirdi. Hocayla yapılacak toplantının sonucunu bekliyoruz.
Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...
Yorumlar