10.hafta sonunda düşme hattından 3 puan zirveden 10 puan uzakta olan bir takımdan sadece "başarısız" olarak bahsedilir. Geçen sezondan da 6 puan gerideyiz. Üstelik bunları daha çok para harcamış ve daha erken kurulmuş bir takım yapıyor. Istifa talep etmek artık bir klişe olmuş durumda. Istifanın ne sonuç getireceğinden şüpheliyim ama ortada başka yol yoksa mecburi istikamete girmek gerek. Bugüne kadar taraftar hiçbir yönetime ve hocaya göstermediği sabrı gösterdi. biz de yazılarımızda hep temkinli olmayı seçtik ama şugerçek ki bu başarısızlık için Yücel Hocaya ihtiyaç yoktu, herkes bu 11 puanı toplayabilirdi. Hocayla yapılacak toplantının sonucunu bekliyoruz.
Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu. Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar. Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek. Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta
Yorumlar