Ana içeriğe atla

Bazıları İçin Hayalkırıklığı, Bazıları İçin İlk Deplasman

Tayfamızın taze kanlarından Merve, kısa bir değerlendirme yaptı Ankaraspor maçı ve organizasyonumuz için. Devamının geleceğine inanıyoruz. Ahmed Arif'in şiirinden uyarlama pankartımızın fikri mucidi Merve, maalesef pankartın statlarda boy göstermesine bu maçta tanık olamadı. Masum bir şiir, polisimize tehlikeli geldi, üstelik anlamını dahi bilmiyorlardı. Geçtiğimiz gün pankartın resmini vermiştim. Yinelemiyorum, girdiği ilk statta dev bir resmini koyacağım buraya. Merve bu maçımıza deplasman dese de tabelada deplase uygulamada ev sahibiydik, yalnız stadı öyle bir yere yapmışlar ki, deplasmana daha rahat gidilir.

"Pazar günü aldığımız Ankaraspor mağlubiyeti için birçok yorum yapılabilir futbol açısından. Oyuncuların isteksizliği ve hataları, teknik ve yönetimsel yetersizliklerin hevesle başlanan bu sezona gölge düşürdüğü gerçeği birçok taraftar tarafından zaten konuşuluyor, zaten Rostand’da hiç girmeyeceğim.
Bu yazı daha çok benim ilk deplasmanımın izlenimleridir. Hayatım boyunca bir çok maça gitmiş olsam da, 5 Ocak’ta Demirspor tribünlerinde bulunmuşluğum olsa da bu benim Ankara Tayfası’yla ilk deplasmanımdı. Üstelik bu organizasyon için oldukça kalabalık bir grup olarak toplandık maç öncesi. Her ne kadar stada alınmamış olsa da benim fikrimden yola çıkılarak yapılan yeni pankartımız da ayrıca benim için gurur verici. Organizasyon olarak bizim dışımızda yaşanan sorunları saymazsak herkesin organizasyonu sahiplenmesi, herkesin Tayfa tarafından sahiplenilmesi ve sorunsuz olarak stada gidişimiz güzeldi, umarım hep bu kadar kalabalık ve kenetlenmiş bir yapıya sahip oluruz. Onun dışında Yenikent Asaş Stadı gişelerinde yaşanan bilet sorunu ve Şimşekler Grubunun bu yüzden mağdur olarak maçın ilk 10-15 dakikası dışarda kalması ev sahipliğine yakışmadı. Tribünlere gelirsek maçın enerji(sizliği)si tribünleri de vurdu, Adana’dan gelen yüzlerce Demirsporlu sonucu haketmedi.
Kısacası, kazasız belasız ve mutsuz bir maçı daha atlattık. Umarım nice yeni organizasyonlar da ve daha güzel günlerde buluşuruz."

Yorumlar

yavuzy dedi ki…
Yeni arkadaşların heyecanını ve isteğini görmek bizi mutlu ediyor, çok teşekkürler.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...