Geçen sene başıydı. Genel kurullar, olaylar, protestolar… Yıllar sonra kazanılan şampiyonluğa sevinemeyecek haldeydik. Küme düşme korkusu ile bakıyorduk fikstüre. Her sezon bilinmezlik içerir muhakkak, ama biz resmen UEFA kupasında Türk takımlarının karşısına çıkan Litvanya liginin orta sıralarından bir takım kadar kapalı kutu gibiydik. Hem yönetim çalkantıları hem sahada ne yapacağı meçhul, hatta hocası ilk maça çıkmadan ayrılmış bir takım…
Bolu’ya böyle karamsar bir tabloda gittik. Takım direndi, mağlup olmadı, geleceğe dair iyi sinyaller verdi. Ha, sonraki bir ay boyunca o sinyalleri alamadık, kesildi sinyaller. Yine de Bolu dönüşü iyiydi. Umut kırıntılarını cebimize koyup yola devam demiştik.
Şimdi geçen seneye göre daha belirgin bir resim var önümüzde. Resmin renkleri canlı ama tablo ile aramızda buzlu bir cam var. Bolu maçında bu cam biraz çekilecek önümüzden.
“Gurbette Demir Gibiyiz” tekrar Bolu’da olacak. Arkasında biz, karşımızda masmavi umutlarımız…
Yorumlar