Ana içeriğe atla

Yeni Transfer: Dorge Rostand Kouemaha



Geçtiğimiz sezon Gaziantepspor'da kiralık olarak oynayan Club Brugge'un Kamerunlu santraforu Dorge Rostand Kouemaha'yla 1+1 yıllığına imza atıldı. Kariyeri hakikaten dolu dolu bir futbolcu aldık, Aris, Debrecen, Brugge, Kaiserslautern, Eintracht Frankfurt, Kamerun Milli Takımı... 

2009-2010 sezonunda Belçika Ligi'nde Brugge'le 16 gol kaydetmiş ve "bir nevi" gol kralı olmuş. Bir nevisi şuradan geliyor, Belçika Ligi 30 maç+playoff'lardan oluşmakta. Önceleri playoff golleri gol krallığına sayılmazmış, şimdilerde sayılıyor. Heh, şimdiki kural o sene uygulansaymış, Kouemaha gol kralıymış. Neyse, kral ya da ikinci, güzel gol atmış adam nihayetinde. 

Kariyerinin tam zirvesindeyken Aşil tendonunda başlayan sakatlıklar nedeniyle maalesef inişe geçmiş. Belli ki kumaşı iyi, umalım ki sakatlıktan çıkmış olsun. Zira bana çok umut verdi bu transfer.

Yukarıdaki video, bir Brugge taraftarınca 2010'da Youtube'a yüklenmiş. Kouemaha'nın taraftar tarafından baya sevildiğinin kanıtı.... 
"Brugge'ün Kralı"
"Her Takımın Terörü", "Her Takımın Korkulu Rüyası"
"Kamerun Aslanı"
sözleriyle başlıyor video...Arka fona da "Eye of the Tiger"ı koymuş ki çok fena gaza geldim...

Goller, 2009-2010 sezonundan ve bazıları gerçekten çok güzel...Kouemaha'yı Brugge'ün o mavili, lacivertli formasından sonra bizim formayla görmek de güzel olacak.

Tek dileğim şu sakatlık işine dair, #direnAşiltendonu, eğer direnirse bu adamın bize katacağı çok şey var

Hadi be karaboğa!

Yorumlar

yavuzy dedi ki…
Tribüne nasıl çağrılacağı konusunda da idman yapılması lazım; buna bir melodi bulalım vert bey. :)
vertumnus dedi ki…
Şu ana kadarki cılız denemelerimde "Kouemaha'llesinin dipdibedir damları"ndan öteye gidebilmiş değilim ve fakat çalışmalarım hızla sürüyor kaptan :))
mustava dedi ki…
yalnız Brugge'nin 44 numarasını da almamız lazım. amma beslemiş bizim deli oğlanı :D

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...