Ana içeriğe atla

Halk Hareketi

Türkiye halkı, silahsız-desteksiz-medyaya rağmen bir hareket yarattı ve yılmadan sürdürdü mücadelesini 2 gün boyunca. Dediğim dedik çaldığım düdük diyen, benden olmayan herkes çapulcu diyen zalim bir iktidar, halkı tarafından sorgulanıyor. Bugün artık iktidar yasal olabilir ama meşru olup olmadığı tartışılır halde. Demokrasiyi 4 yılda bir sandığa gitmek, en çok oyu alanın yönetimi zannetmek tarih boyunca yapılan yanlışlardı. Bunu sadece AKP hükümeti değil, gücünü sonsuza kadar süreceğini zanneden bütün diktatörler yaptı. Tarih, bize öğretir; tarihten öğrenmek gerekir. Kimsenin hükmü sonsuza kadar sürmedi, sürmeyecek; halk sözünü sadece sandıkta değil sokakta da söyleyecek. Eğer söz söylemesine izin vermezseniz, o zaman başka yollar da deneyecek; başka yolu yok bunun!

Türk polisinin vahşi uygulamaları, apayrı bir tartışma konusu ama insanları öldürmeye meyletmesi halkın unutmayacağı bir durum olarak da hafızalarda yer etti


Başbakan, kışkırtıcı cümleleri ile kitleyi canlı tutmayı başarıyor sağolsun! Bu sabah havaalanında yaptığı konuşmayla yeniden çizik attı gönüllere; ama neyse ki Reuters muhabiri Birsen Altaylı, Başbakan'a duymak istediğimiz soruları sorarak, "bu memlekette gazeteci varmış" dedirtti. 2 gündür uyuyan haber kanalları, Başbakan'ın ağzının içine bakan medya patronları ve Fatih Altaylı gibi her yanından rezillik akan ukalalar bu memleketin gazetecisi değil, olamaz! Mutlaka daha iyileri, başka birileri var. Her zaman bir ihtimal daha var...


fotolar: Facebook Ankara Tayfası Grubu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...