Ana içeriğe atla

Sezona Dair #1

2012-2013 sezonunu geride bıraktık Manisa maçı ile beraber. Heyecanın bir hafta daha uzamasında, emeği geçen herkese teşekkürler!

Adana Demirspor'da bu sezonunun kötülerine Altın Kozalaklarda değiniriz. Önce iyilerden başlayalım:

Hücum hattımız iyiydi. Neredeyse her maçta gol attık. Bunda yabancıların etkisi büyüktü. Bu sene Demirspor'a iyi yabancılar geldi.  Lawal, Juninho ve en son ikinci yarı performanslarıyla Luis ve Roger oldukça iyi iş çıkardılar. Yıllardır yabancı futbolcu kavramından uzak Demirsporlu için bu isimler ilaç gibi geldi.

Juninho kendi kariyer zirvesine ulaştı; en çok golünü Demirspor'da attı. Kiralık olan bu oyuncunun bonservisi alınmalı ya da kiralık sözleşmesi uzatılmalı...

Lawal, 5. haftadan itibaren oynadı; cezalı olduğu maçlar da düşünce 10-11 maç sahada kaldı ve önemli işler yaptı. Bu adamın Demirspor'a yanlışlıkla geldiği belliydi, yönetim ve teknik ekip oyuncuyu tutamadı, parasızlık yüzünden satıldı. Yerine gelen Roger, Lawal'ın yarı-kategorisindeydi; yine de önemli işler yaptı. Luis de daha fazlasını beklesek de bizi ayakta tutan isimlerden oldu.


Sezona dair bir diğer iyi şey, Adanaspor maçları oldu. En kötü günümüzde, 4-2 galibiyet; yine sallanma dönemindeyken 1-1'lik beraberlikler ile hayatta kalmamızı sağladı Adana Derbileri. Keza deplasman galibiyetleri de öyle... İlk yarı Karşıyaka, Urfa, Antep, Göztepe; ikinci yarı Rize, Trabzon, Ankaragücü maçları ile iç saha kadar dış saha galibiyetimi vardı.


Sezonun yerli iyilerinden, özel yazılarla övdüğümüz,  - her ne kadar sezon sonuna doğru performansları düşse de- Erçağ, Keremcan, Şener, geçen yıl olduğu gibi bu yılda yüzümüzü güldürdü. Yenilerden Nurullah da iyiler arasındaydı. Sezon başında hiç umut bağlamadığımız Erman ve Hüseyin de bizi yanılttılar. Yer yer Erman saç baş yoldurtsa da genel ortalamada takımı ayakta tuttu.

devam edecek


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...